Rumeli Fetihleri
Rumeli Fetihleri
İstanbul'u fethetmek, dünyada nefes alan her müslümanın arzusuydu. Çünkü İstanbul'un fethi, iki cihan serveri Efendimiz Salallahu Aleyhi ve Sellem'in hadis-i şeriflerindendi. O şehri alan kumandan, ne güzel kumandan, o ordu ne güzel orduydu... Böyle buyuruimuş olan bir isteği, yerine getirmeyi hangi müslüman istemezdi?.. Fakat herşey vakti-saati gelince olacağına göre, onun da sırası vardır...
Sultan Orhan Hazretleri, birgün oğlu Süleyman Şah'ı yanına çağırarak;
(Venedik Korsanları, zaman zaman sahillerimize sadırırlar. Ceneviz'le yaptığımız anlaşma, Karesi Beyliğini ilhakla)
Anadolu yakasının sükunetini temin ettik. Göreyim seni Süleyman, Rumeli yakasını bize yâr kıl!» dedi.
Süleyman Paşa, Karesi'ye dönüp Hacı İl Bey, Yakup Ece ve Gazi Fazıl gibi değerli kumandanlarla bir miktar da askeri yanına alarak, ava çıkmak bahanesiyle Güvercinlik denilen yere gelince, yanındaki beylere maksadını açtı.
Rumlar, Osmanlının korkusundan Anadolu kıyılarında değil gemi, küçük bir sandal bile bulunduramıyorlardı. Karşıya geçmenin imkanı yok gibi idi. Süleyman Paşa'nın talimatı üzerine, öküz derisinden bir tulum şişirerek bir sal yaptılar. Geceleyin, Kemer denilen yerden sala binerek, sabaha karşî Viranhisar diye adlandırılan ve boğazın en dar yeri olan Cim-bi kalesi sahiline çıktılar.
Mücahidler, Rumların ileri gelelerinden birisini yakalayıp, Süleyman Paşa'ya getirdiler. Süleyman Paşa, getirilen adama iltifat etti. Kendisine, Cimbi Kalesi fethokınduğu takdirde kale komutanlığını vereceğini vaad etti. Buna karşılık kendilerine klavuzluk yapmasını istedi. Adam bu isteği kabul edince, hemen iki büyük sal yapıldı. Sallardan birine Aksungur, Karaoğlanoğlu, Akçakoca ve Baiabancıkoğlu gibi kırk yiğitle Süleyman Paşa bindi. Diğerine de Hacı İl Bey, Ece Bey, Fazıl Bey ve Evranos Bey'ier bindi. Sabahleyin erkenden Rumlara sezdirmeden Cimbi Kalesinin altına yaklaştılar. Tarih H. 755/M. 1354.
Rumlar, Osmanlıların bu kıyıya geçebileceklerini hayal bî5 le edemediklerinden gaflet içindeydiler. Süleyman Paşa, Rum kılavuzun gösterdiği kale duvarının kenarındaki gübre yığınının üstünden mücahidleri içeri salıverdi. Mücahidler, karşı duranları bağlayıp tesirsiz kıldılar. Kale halkına eman verildi. Herkese iyi muamele yapıldı. Elegeçen Rum gemilerine asker koyarak Anadolu yakasından Rumeli yakasına üçü içinde üç bin asker taşındı.
Cimbi'den hareket eden Süleyman Paşa, derhal Aya Slon-ya kalesini de zabt etti. Gelibolu Tekfuru, Süleyman Paşa'ya karşı asker toplayıp hücum ettiyse de, zafer yine İslâm'ın... Çünkü Müslümanlar, İslâm'ı yaşıyorlar, İslâm yaşandıkça zafer ve nusret onlara ram oluyordu...
Süleyman Paşa'nın Rumeli'ye geçiş haberini ve Gelibolu Tekfurunu yenisini tebrik etmek için Şeyh Mahmud Süleyman Çelebi de şu beyti söylemiştir:
Velayet gösterip halka suya seccade salmışsın, Bekaasın Rumeli'nin dest-i takva île almışsın.
Osmanlı mücahidlerinin Rumeli yakasına geçtiği haber alınınca, birçok Türkmenler Rumeli yakasına geçip 10 bin kişi oldular.
Süleyman Paşa, 1355 senesinde meydana gelen zelzelenin de tesiriyle Konurhisar, Gelibolu, Bolayır, Hayrabolu ve Tekirdağ kalelerini ve topraklarını rahatça ele geçirdi. Bu fetihlerde çok ganimetler toplandı. Süleyman Paşa Hz. Mevla-na'ya olan derin sevgisinden ötürü, başına Mevlevi külahı giyerdi. Ganimetleri İslâm mücahidlerine dağıttıktan sonra, külahını yaldızlattı.
Aydınoğlu Umur Bey Kantakuzen'in daveti üzerine 10.000 kadar askerle Rumeli'ye geçmişti. Yenişehir taraflarında bulunan Kantakuzen, muhalifleriyle savaşmış ve onları perişan etmişti. Sonradan donanmasıyla dönüp Bolayır kıyılarına gelmişti. Süleyman Paşa, Bolayır'ı merkez yaptığından, CJmur Bey sahile çıkıp onunla görüştü. Neticede umur Bey'e, Rumeli kıyılarını kuşatıp, emniyete alması emredildi. Osmanlı mücahidierinin de İç bölgelerde gaza etmeleri kararlaştırıldı.
Rumeli yakasına Osmanlıların yerleştiğini gören Kantakuzen, Avrupa'ya haberler gönderek yardım isterken, Bulgar,Sırp Eflak, Buğdan ve Macar Kralları ile yazışmalar yaparak, Osmanlıları Avrupa yakasından atmak için birlikte çalışmak hususunda anlaştılar. Bu arada Yani Paleolog, Süleyman Pa-Sa'y] Kantakuzen aleyhine çevirmeye çalışıyordu. Gelibolu'nun korunmasını emniyete alan Süleyman Paşa, Silivri Bey'i olan Hacı İl Bey'i yanına çağırarak, Çekmece Kalesini muhasaraya aldı. Keşan taraflarında at koşturup gaza eden Evranos Bey'in gönderdiği haberci, Süleyman Paşa'ya Di-metoka ve Edirne Beylerinin kuvvetlerini birleştirerek, İslâm Ordusuna baskın yapacakları haberini getirdi.
Süleyman Paşa, bir alay süvari ile Ayvat Yiğitbaşıyı Dargıs tarafına gönderirken, Evranos Bey'e de Ayvat Yiğitbaşı ile birleşmesini irade etti,
759/1358 Senesinde, Şevval ayının ortalarında Evranos Bey ve Ayvat Yiğitbaşı pusuya yattılar. Ortalıkta az bir kuvvetle Kara Cafer adındaki kahraman bir komutan görünüyordu. Kara Cafer'i küçük bir lokma gören küffar ordusu, hücuma geçti. Dövüş, çok kanlı cereyan ediyordu. Zaman gelmiş, pusudaki İslâm mücahidleri, dudakları kıpır-kıpır dualar edip, Allah Allah diyerek düşman üzerine, bir felaket bulutu gibi çöktüler, Karanlık basmış, düşman yok olmuştu. Sabah aydınlığı, İslâm'ın zaferini tasdik ederken, 500 kadar Rum askeri, savaş alanında ölü olarak yatıyordu... Ele geçirilen 200 kadar esir de, Sultan Orhan Hazretlerine gönderilmek üzere sevkedilmeye başlandı.
Bu savaştan sonra Kataku2en, işin zorla halledilemiyece-ğini nihayet anladı. Sultan Orhan Hazretlerine
«—Osmanlılar buradan çekip gidecek mi, yoksa bu şehirlerde kalacaklar mı?» diye haber gönderdi.
Sultan Orhan Hazretleri, şu şahane cevabı gönderdi: «—Bu suale, burdan cevap vermek olmaz. O taraftaki kumandanlarla görüşmemiz lazımdır. Ayrıca bu yerleri, Bulgarların hücumundan korumak lazımdır.» diyerek bir diplomasi örneği gösterdi.
Kantakuzen, Sultan Orhan'ın bu cevabından, onun derecesine varamiyacağını anladığından, Bizans'taki saltanat ortaklığından vazgeçip, Aiemdağı'ndaki bir manastıra çekildi.
Kantakuzen'in çekilmesi, Bizans tahtının Yani Paleolog'a kalmasını sağladı. Paleolog, Suİtan Orhan'a senelik vergi vererek, himayesine girmek istediğini bildirdi.
Evet, Bizans, Osmanlı Bey'ine haraç vermeyi kabul etti. Bu çok önemli olay, İstanbul'un fethinin yaklaştığına bir işaretti...
Sultan Orhan, oğlu Süleyman Paşa'ya gönderdiği bir emirle, Çekmece muhasarasını kaldırmasını istedi. Süleyman Paşa da biri iki etmeyip, muhasarayı kaldırarak Dimetoka taraflarına gitti.
Sultan Orhan Hazretleri, birgün oğlu Süleyman Şah'ı yanına çağırarak;
(Venedik Korsanları, zaman zaman sahillerimize sadırırlar. Ceneviz'le yaptığımız anlaşma, Karesi Beyliğini ilhakla)
Anadolu yakasının sükunetini temin ettik. Göreyim seni Süleyman, Rumeli yakasını bize yâr kıl!» dedi.
Süleyman Paşa, Karesi'ye dönüp Hacı İl Bey, Yakup Ece ve Gazi Fazıl gibi değerli kumandanlarla bir miktar da askeri yanına alarak, ava çıkmak bahanesiyle Güvercinlik denilen yere gelince, yanındaki beylere maksadını açtı.
Rumlar, Osmanlının korkusundan Anadolu kıyılarında değil gemi, küçük bir sandal bile bulunduramıyorlardı. Karşıya geçmenin imkanı yok gibi idi. Süleyman Paşa'nın talimatı üzerine, öküz derisinden bir tulum şişirerek bir sal yaptılar. Geceleyin, Kemer denilen yerden sala binerek, sabaha karşî Viranhisar diye adlandırılan ve boğazın en dar yeri olan Cim-bi kalesi sahiline çıktılar.
Mücahidler, Rumların ileri gelelerinden birisini yakalayıp, Süleyman Paşa'ya getirdiler. Süleyman Paşa, getirilen adama iltifat etti. Kendisine, Cimbi Kalesi fethokınduğu takdirde kale komutanlığını vereceğini vaad etti. Buna karşılık kendilerine klavuzluk yapmasını istedi. Adam bu isteği kabul edince, hemen iki büyük sal yapıldı. Sallardan birine Aksungur, Karaoğlanoğlu, Akçakoca ve Baiabancıkoğlu gibi kırk yiğitle Süleyman Paşa bindi. Diğerine de Hacı İl Bey, Ece Bey, Fazıl Bey ve Evranos Bey'ier bindi. Sabahleyin erkenden Rumlara sezdirmeden Cimbi Kalesinin altına yaklaştılar. Tarih H. 755/M. 1354.
Rumlar, Osmanlıların bu kıyıya geçebileceklerini hayal bî5 le edemediklerinden gaflet içindeydiler. Süleyman Paşa, Rum kılavuzun gösterdiği kale duvarının kenarındaki gübre yığınının üstünden mücahidleri içeri salıverdi. Mücahidler, karşı duranları bağlayıp tesirsiz kıldılar. Kale halkına eman verildi. Herkese iyi muamele yapıldı. Elegeçen Rum gemilerine asker koyarak Anadolu yakasından Rumeli yakasına üçü içinde üç bin asker taşındı.
Cimbi'den hareket eden Süleyman Paşa, derhal Aya Slon-ya kalesini de zabt etti. Gelibolu Tekfuru, Süleyman Paşa'ya karşı asker toplayıp hücum ettiyse de, zafer yine İslâm'ın... Çünkü Müslümanlar, İslâm'ı yaşıyorlar, İslâm yaşandıkça zafer ve nusret onlara ram oluyordu...
Süleyman Paşa'nın Rumeli'ye geçiş haberini ve Gelibolu Tekfurunu yenisini tebrik etmek için Şeyh Mahmud Süleyman Çelebi de şu beyti söylemiştir:
Velayet gösterip halka suya seccade salmışsın, Bekaasın Rumeli'nin dest-i takva île almışsın.
Osmanlı mücahidlerinin Rumeli yakasına geçtiği haber alınınca, birçok Türkmenler Rumeli yakasına geçip 10 bin kişi oldular.
Süleyman Paşa, 1355 senesinde meydana gelen zelzelenin de tesiriyle Konurhisar, Gelibolu, Bolayır, Hayrabolu ve Tekirdağ kalelerini ve topraklarını rahatça ele geçirdi. Bu fetihlerde çok ganimetler toplandı. Süleyman Paşa Hz. Mevla-na'ya olan derin sevgisinden ötürü, başına Mevlevi külahı giyerdi. Ganimetleri İslâm mücahidlerine dağıttıktan sonra, külahını yaldızlattı.
Aydınoğlu Umur Bey Kantakuzen'in daveti üzerine 10.000 kadar askerle Rumeli'ye geçmişti. Yenişehir taraflarında bulunan Kantakuzen, muhalifleriyle savaşmış ve onları perişan etmişti. Sonradan donanmasıyla dönüp Bolayır kıyılarına gelmişti. Süleyman Paşa, Bolayır'ı merkez yaptığından, CJmur Bey sahile çıkıp onunla görüştü. Neticede umur Bey'e, Rumeli kıyılarını kuşatıp, emniyete alması emredildi. Osmanlı mücahidierinin de İç bölgelerde gaza etmeleri kararlaştırıldı.
Rumeli yakasına Osmanlıların yerleştiğini gören Kantakuzen, Avrupa'ya haberler gönderek yardım isterken, Bulgar,Sırp Eflak, Buğdan ve Macar Kralları ile yazışmalar yaparak, Osmanlıları Avrupa yakasından atmak için birlikte çalışmak hususunda anlaştılar. Bu arada Yani Paleolog, Süleyman Pa-Sa'y] Kantakuzen aleyhine çevirmeye çalışıyordu. Gelibolu'nun korunmasını emniyete alan Süleyman Paşa, Silivri Bey'i olan Hacı İl Bey'i yanına çağırarak, Çekmece Kalesini muhasaraya aldı. Keşan taraflarında at koşturup gaza eden Evranos Bey'in gönderdiği haberci, Süleyman Paşa'ya Di-metoka ve Edirne Beylerinin kuvvetlerini birleştirerek, İslâm Ordusuna baskın yapacakları haberini getirdi.
Süleyman Paşa, bir alay süvari ile Ayvat Yiğitbaşıyı Dargıs tarafına gönderirken, Evranos Bey'e de Ayvat Yiğitbaşı ile birleşmesini irade etti,
759/1358 Senesinde, Şevval ayının ortalarında Evranos Bey ve Ayvat Yiğitbaşı pusuya yattılar. Ortalıkta az bir kuvvetle Kara Cafer adındaki kahraman bir komutan görünüyordu. Kara Cafer'i küçük bir lokma gören küffar ordusu, hücuma geçti. Dövüş, çok kanlı cereyan ediyordu. Zaman gelmiş, pusudaki İslâm mücahidleri, dudakları kıpır-kıpır dualar edip, Allah Allah diyerek düşman üzerine, bir felaket bulutu gibi çöktüler, Karanlık basmış, düşman yok olmuştu. Sabah aydınlığı, İslâm'ın zaferini tasdik ederken, 500 kadar Rum askeri, savaş alanında ölü olarak yatıyordu... Ele geçirilen 200 kadar esir de, Sultan Orhan Hazretlerine gönderilmek üzere sevkedilmeye başlandı.
Bu savaştan sonra Kataku2en, işin zorla halledilemiyece-ğini nihayet anladı. Sultan Orhan Hazretlerine
«—Osmanlılar buradan çekip gidecek mi, yoksa bu şehirlerde kalacaklar mı?» diye haber gönderdi.
Sultan Orhan Hazretleri, şu şahane cevabı gönderdi: «—Bu suale, burdan cevap vermek olmaz. O taraftaki kumandanlarla görüşmemiz lazımdır. Ayrıca bu yerleri, Bulgarların hücumundan korumak lazımdır.» diyerek bir diplomasi örneği gösterdi.
Kantakuzen, Sultan Orhan'ın bu cevabından, onun derecesine varamiyacağını anladığından, Bizans'taki saltanat ortaklığından vazgeçip, Aiemdağı'ndaki bir manastıra çekildi.
Kantakuzen'in çekilmesi, Bizans tahtının Yani Paleolog'a kalmasını sağladı. Paleolog, Suİtan Orhan'a senelik vergi vererek, himayesine girmek istediğini bildirdi.
Evet, Bizans, Osmanlı Bey'ine haraç vermeyi kabul etti. Bu çok önemli olay, İstanbul'un fethinin yaklaştığına bir işaretti...
Sultan Orhan, oğlu Süleyman Paşa'ya gönderdiği bir emirle, Çekmece muhasarasını kaldırmasını istedi. Süleyman Paşa da biri iki etmeyip, muhasarayı kaldırarak Dimetoka taraflarına gitti.
Sultan Orhan Gazi
- Alâaddin Paşa'nın Vezirliği Kabul Etmesi
- İznik'in Alınması
- Karesi Vilayetinin Alınışı
- Okuma Parçası: Şehzade Halil'in Macerası
- Orhan Gâzi'nin Hanımları ve Çocukları
- Rumeli Fetihleri
- Sultan Orhan Gazi Gemlik'in Fethi
- Sultan Orhan ve Bizans
- Sultan Orhan, Ağabeyi Alâaddin Bey'e Vezirlik Teklif Ediyor
- Sultan Orhan'ın Bursa'yı Başşehir Yapması
- Sultan Orhan'ın Vefatı
- Süleyman Paşa'nın Vefatı
- Şehzade Süleyman Paşa'nın Seraskerliği