Sultan 1. Mahmud Han
Babası: Sultan II. Mustafa Han
Annesi: Saliha Hatun
Doğum Tarihi: 1696
Vefat Tarihi: 1754
Saltanat Müd.: 1730-1754
Türbesi: İstanbul Yeni Camii.
Sultan 1. Mahmud, Osmanlı Padişahlarının 24. sü olup, 16. halifesi idi. Sultan 2. Mustafa'nın, Saliha Kadın adlı hanımından, 1108/1696 tarihinde dünya'ya gelmiştir. Osmanlı tahtına geçişi yukarıda anlattığımız veçhile vukubulmuştur. 1143/1730 tarihi aynı zamanda Sultan 1. Mahmud'un 35. yaşının tarihidir. Saltanatı yirmi beş sene sürmüştür. Tahta geçişinin altıncı yılından itibaren önce doğu taraflarında üç sene sonra da avrupa taraflarında bir sulh dönemine girildiği pek net olarak görülür. Saltanatının ilk günlerinde devlet idaresi padişahın elinden ziyade, kıyamcılann başı Patrona Halil ile arkadaşlarının ellerindeydi. Hükümet bu şakilere söz geçi-remiyordu. Şakiler istedikleri gibi hüküm sürüyorlardı. Bu hususta aşağıdaki satırları ibretle okuyup, anlamak lâzımdır. Bilhassa tâyin hususlarını uygulama perişanliğin sergilenmesi idi. Misal olarak da, Patrona Halil ve arkadaşlarının, tensip ve ısrarıyla Ahmed Paşa isminde bir kişi Kapdan-ı Deryalık makamına, Rüstem Paşa adlı biri de, İran Seferine serdar yapıldı. Pek değersiz bir kimseydi. Öte taraftan Damad Nevşehirli ibrahim Paşa döneminde sürgünü hakketmiş ve nefyedilmiş bulunan şerirler, bir aff-i umûmi ilânı ile serbest kalmışlar ve İstanbul'a doluşmuşlardı. Bunların geçmiş günlerden ders alıpda, akıllı uslu durmaları gerekirken tam tersine her şeye karışmaya başladıkları gibi, devlet adamları arasında hoşlanmadıkları kimler varsa birbir tutulup hapse konuyor, kimi sürgüne gönderilirken, kimisi idama maruz bırakılıyordu. Ardından bu gibi kimselerin evleri, konaklan yağmaya uğratılıyordu. Bu haydut zümresinin tesir ve cüreti öyle çoğalmıştı ki; Kırım Hânını dahî değiştirmeye kadar vardırdılar.
O dönem rezaletlerinin derece-i pürmelâlini idrak için, Ahmed Râsim bey'in tarihinden bir alıntıyla temasa lüzum gördük. "Zorbalar bir takım evbaşı, arnavut tellak, kaldırımcı, hamal, ırgad makulesi kimseler idi. Devlet adamlarını, Ötekini berikini korkutarak memuriyete nasb ettirerek mal, para alıyorlardı. Patrona Halil kendisine veresiye at vermiş ve para yardımında bulunan Yanaki isminde bir kasap yazıcısını Buğdan Voyvodası Kiğa'nın yerine tayin ettirdiği gibi, Şıkk-ı evvel defterdarı Alibey'i, evinden biz oturacağız gerekçesiyle çıkartması, arkadaşı Muslu Beşe'nin sakal bırakıp, kırk gün içinde kul kethüdası olması, İstanbul Kadısı olan Deli İbrahim'in Yeni Odalardan 79. cemaat odasını mahkeme olarak seçmesi devlet adamlarını kaçırttı. Devlet adamları bu aşair de denilen şahısların müdehale ve karıştırıcılıklarından vakit buİupda uzun zamandan beri devam etmekte olan İran savaşını düşünememekte, bunların her dediklerine boyun eğmekde idiler. Bir gün zorbalar akşam karanlığı basınca Şehzâdebaşinda bulunan dükkanların kapılarını kırarak yağmaya girişleri, ahaliyi deliye döndürmüştü. Galeyana gelen ahaliyi durdurmak mümkünattan gözükmüyordu. Hükümet bu durumdan faydalanma mülahazasıyla Sancak-ı Şerifi çıkartarak, asilerin yok edilmelerine başladılar. Evvelâ Patrona Halil ve diğerleri yakalanıp idam olundu. Haydut takımının diğer bir bölümü ile evbaşılar sürgüne sevkolundular, böylece de İstanbul'un asayişinde sükunet sağlandı." Kâmil Paşanın Tarih-i Siyasisinde verilen malumata bakılırsa, Patrona Halil'in hempası olan ve idam edilenlerin sayısı 3 bin civarını buluyordu. Ayrıca teşvikçi kimseler sürgünleri boyladilar. Bu işlerin makule döndürülmesinde şeyhülislâm Paşmakçızâdenin büyük hizmeti görüldü.
Kâmil Paşanın Tarihi Siyasisinde bundan önce makam-ı meşihatda bulunanlara müftü dendiği yazılıdır.