Hüdavendigâr Sultan Murad'ın Bir Kerameti
Hüdavendigâr Sultan Murad'ın Bir Kerameti
H. 774/M. 1372 yılında Bizans Kayseri, Vize üzerine asker gönderip orayı tazyik etmeye başladı. Vize Muhafızı «Şir Mert Bey» durumu Sultan'a'bildirdi. Sultan buna çok hiddetlendi. Derhal Rumeli yakasına geçti. Lala Şahin Paşa ile Evranos Bey'i yanına çağırdı. Şahin Paşa'yı kâfi miktarda askerle Fi-recik'i almaya gönderdi. Kendisi de İstanbul üzerine yürüdü. İstanbul'a 10 saat mesafede olan İnceğiz Kalesini üç günde fethetti. Oradan Çatalca'ya yürüyen Sultan Muiad eman dileyene kılıç kalkmaz fetvasına uyarak, eman dileyen Çatal-ca'yı bir hoşça aldı. Çatalca'nın almışından hemen sonra Fi-recik'in Lala Şahin Paşa tarafından alındığı haberi geldi.
Allah için cihad edenlere Cenab-ı Mevla, zafer ve nusret kapılarını ardına kadar açık tutuyor, İslâm'a zaferin gül yüzünü daima lütfediyordu. İ'lâ-yı Kelimetullah sancağı, bütün bayrakları alt ediyor, şehidlere cennet, gazilere mertebeler ihsan ediyordu. Sultan Murad-ı Hüdavendigâr'ın kalp gözünün açık olması, kerametiyle zahire çıkıyoru. Şöyle ki; İslâm Mücahidleri Karaburun, Kilyos ve Belgrad Ormanı Köyünde boy gösterdikleri zaman, civar kasabaların ahalisi mallarını Kayzer'in yazlığı olan Apalonya Kalesine götürdüler. Sultan Hazretleri bu kaleyi sardı. Kale kuvveti 15 gün dayandı. Sultan hazretleri gazaba gelerek «Bu yıkılacak yerde beklemek, bizim hedeflerimize varmamızı geciktiriyor ola ki, bunu Allah yıka» diyerek ordugahtan uzaklaşıp bir kavağın altına gitti oturdu. Çok az bir vakit geçti ki, müjdeciler geldiler ve kalenin bir tarafı kendiliğinden yıkıldı, gaziler oradan kaieye girdiler diye müjdelediler. Sultanın duası kabul olmuş, Cenab-ı Mevla velisine ihsanını lütfeylemişti. O günden sonra oraya «Tanrının Yıktığı», sultanın altında oturduğu kavağa da «Dev-let-i Kavak» denir.
Bu olayı duyan Bizans Kayseri, anlaşma teklifini ileri sürdü. Sultan, bu teklifi olumlu karşıladı. Kışı Edirne'de geçirmek üzere yola çıktı H. 775/M. 1373 senesinde sadrazam Halil Hayreddin Paşa'yi, Rumeli'nin batı taraflarına gönderdi. Bu belge ve arazileri iyi tanıyan Gazi Evranos Bey'i de yanına verdi. Gümülcine'ye kadar beraber gittiler. Hayreddin Paşa, Evranos Bey'i İleri yürüyüşe gönderdi. Evranos Bey, Yor-lu ve İskete kalelerini kolaylıkla aldı. Maruiya adlı bir kadının elinde bulunan Avrathisarı'na sıra gelmişti.
Avrathisarı'nı saran Evranos Bey, bir mukavemetle karşılaştı. Bu mukavemetin, sonu, Balaban'ın Serez Kalesini muhusaraya almış olması, Maruiya tarafından haber alınınca hemen geliverdi. Bu arada Lala Şahin Paşa Kavala'yı serdengeçtilerin başanh bir sızma hareketi sayesinde ele geçirmişti.
Müslümanların kendiliğinden teslim olan yerlere karşs takındıkları güze! muamele; Drama, Zihne ve Karaferya Ahalisini kendiliklerinden eman dileyip, kalelerini teslime yetti...
Allah için cihad edenlere Cenab-ı Mevla, zafer ve nusret kapılarını ardına kadar açık tutuyor, İslâm'a zaferin gül yüzünü daima lütfediyordu. İ'lâ-yı Kelimetullah sancağı, bütün bayrakları alt ediyor, şehidlere cennet, gazilere mertebeler ihsan ediyordu. Sultan Murad-ı Hüdavendigâr'ın kalp gözünün açık olması, kerametiyle zahire çıkıyoru. Şöyle ki; İslâm Mücahidleri Karaburun, Kilyos ve Belgrad Ormanı Köyünde boy gösterdikleri zaman, civar kasabaların ahalisi mallarını Kayzer'in yazlığı olan Apalonya Kalesine götürdüler. Sultan Hazretleri bu kaleyi sardı. Kale kuvveti 15 gün dayandı. Sultan hazretleri gazaba gelerek «Bu yıkılacak yerde beklemek, bizim hedeflerimize varmamızı geciktiriyor ola ki, bunu Allah yıka» diyerek ordugahtan uzaklaşıp bir kavağın altına gitti oturdu. Çok az bir vakit geçti ki, müjdeciler geldiler ve kalenin bir tarafı kendiliğinden yıkıldı, gaziler oradan kaieye girdiler diye müjdelediler. Sultanın duası kabul olmuş, Cenab-ı Mevla velisine ihsanını lütfeylemişti. O günden sonra oraya «Tanrının Yıktığı», sultanın altında oturduğu kavağa da «Dev-let-i Kavak» denir.
Bu olayı duyan Bizans Kayseri, anlaşma teklifini ileri sürdü. Sultan, bu teklifi olumlu karşıladı. Kışı Edirne'de geçirmek üzere yola çıktı H. 775/M. 1373 senesinde sadrazam Halil Hayreddin Paşa'yi, Rumeli'nin batı taraflarına gönderdi. Bu belge ve arazileri iyi tanıyan Gazi Evranos Bey'i de yanına verdi. Gümülcine'ye kadar beraber gittiler. Hayreddin Paşa, Evranos Bey'i İleri yürüyüşe gönderdi. Evranos Bey, Yor-lu ve İskete kalelerini kolaylıkla aldı. Maruiya adlı bir kadının elinde bulunan Avrathisarı'na sıra gelmişti.
Avrathisarı'nı saran Evranos Bey, bir mukavemetle karşılaştı. Bu mukavemetin, sonu, Balaban'ın Serez Kalesini muhusaraya almış olması, Maruiya tarafından haber alınınca hemen geliverdi. Bu arada Lala Şahin Paşa Kavala'yı serdengeçtilerin başanh bir sızma hareketi sayesinde ele geçirmişti.
Müslümanların kendiliğinden teslim olan yerlere karşs takındıkları güze! muamele; Drama, Zihne ve Karaferya Ahalisini kendiliklerinden eman dileyip, kalelerini teslime yetti...
Sultan Murad Hüdavendigar
- Sultan Murad Hüdavendigar'ın Tahta Çıkışı
- Bir Bozgun
- Edirne'nin Fethi Kararlaştırılıyor
- Evranos Bey'in Taltifi
- Fetihler Zincirinin Devamı
- Fetihlerin Devamı
- Filibe'nin Fethi
- Harp Hiledir
- Hüdavendigâr Sultan Murad'ın Bir Kerameti
- Kaleler Fütuhatı
- Karamanoğlu İsyanı
- Kosova Savaşı
- Meriç Zaferi Ve Biga'nın Fethi
- Nefise Sultan'ın Karamanoğlu Ali Bey'le Düğünü
- Niş Kalesinin Alınışı
- Padişah Düğünü
- Pençik Usulünün Konması
- Rumeli'ye Yeniden Geçiş
- Sultan Hüdavendigâr'ın Şehadeti
- Sultan Murad Hüdavendigar'ın Son Sözleri
- Sultan Murad Hüdavendigârın Hanımları ve Çocukları
- Üzücü Olaylar Zinciri