Niş Kalesinin Alınışı
Niş Kalesinin Alınışı
Sırp kralı, daha evvel vergi olarak vermeyi taahhüd ettiği miktarı ödemediği gibi, İslâm Topraklarına da tecavüze başlamıştı. Sultan Murad'ı Hüdavendigâr, H. 777/M. 1375 senesinde Bayezıd'i Bursa'da bırakıp, Sırbistan üzerine sefere çıktı. Sultan'ın büyük bir azimle üzerine geldiğini gören Sırp Kralı, hazinelerini Niş Kalesine, ahalisi ile kendisini de dağlara vurdu. Şehirler bomboş kalmıştı. Sultan Murad ordusuyla boş şehirler üzerinde dört ay kadar dolaştı. Sonunda Niş Kalesini almanın şart olduğuna karar vererek Niş'i sardı. Çok kanlı bir çarpışmadan sonra kale, İslâm'ın kılıcına teslim olmuştu. Sultan Murad'dan korkusundan dolayı dağlara kaçan Sırp Kralı, Niş Kalesinin elden gittiğini öğrenince, üç seneiik birikmiş vergiyi ve ayrıca yılda 50 okka gümüş vermek üzere andlaşma istedi.
Burada şunu belirtmeyi faydalı görüyoruz ki; akla gelebilir: Üç-dört ay ortada dolaşan bir ordu, üstelik bir de kanlı muharebeden sonra, işi bitmiş olan bir kralın teklifini niçin kabul ediyor? O kralı yok etmesi lazım gelmez mi? diye kendi kendimize bir soru sorabiliriz. Fakat Sultan Murad gibi kalb gözü açık velî, mutlaka tslâm çizgisi dışına çıkmaz. Müslümanların, Efendimiz (s.a.v) den beri takib ettikleri harp siyasası budur. Eman dileyene eman vermek, sulh isteyene, sulhun kabulü için açık davranmak... Bir galib ordu, mağlub ettiği ordunun teslimini kabul ede? ve ona iyi muamelede bulunursa, o ordunun neferinden kumandanına kadar, o ordunun koruyuculuğunu yaptığı halkın takdirini celbeden Gönüllerinde belki bir iman nuru parıldar. Bu büyüklükle bir insanın Dino-i Mübin-i İslam'a girmesi temin olursa, bir cihan kazanılmış gibi olur. Müslümanları affedici olmasında kendisine silah çekip, sonra da eman dileyene hidayet fırsatı vermesinin, bu görüş açısından meydana geldiğini söylersek, herhalde yanlış bir şey söylememiş oluruz.
Andlaşma talebini uygun karşılayan Sultan Hazretleri, Niş Kalesini kuvvetlendirip, korunma tedbirlerini aldıktan sonra, yine Bursa'ya döndü. H. 778/M. 1376 senesinde tekrar Rumeli'ye gelen Sultan Murat, Bulgaristan üzerine yürüdü. Sultanın üzerine yürüdüğünü haber alan Bulgar Kralı «Sosma-nos» Sultan Murad'ın karşısına birçok hediyelerle çıkıp, itaat içinde olduğunu ve itaat içinde kalacağını, ayrıca vergi vereceğini bildirince, Sultan bundan memnun oldu. Sosmanos'u Bulgaristan valisi olarak tayin etti. Bu tayin, valilik şeklinde olduğundan Bulgaristan, Osmanlı ülkesine katılmış oluyordu.
Burada şunu belirtmeyi faydalı görüyoruz ki; akla gelebilir: Üç-dört ay ortada dolaşan bir ordu, üstelik bir de kanlı muharebeden sonra, işi bitmiş olan bir kralın teklifini niçin kabul ediyor? O kralı yok etmesi lazım gelmez mi? diye kendi kendimize bir soru sorabiliriz. Fakat Sultan Murad gibi kalb gözü açık velî, mutlaka tslâm çizgisi dışına çıkmaz. Müslümanların, Efendimiz (s.a.v) den beri takib ettikleri harp siyasası budur. Eman dileyene eman vermek, sulh isteyene, sulhun kabulü için açık davranmak... Bir galib ordu, mağlub ettiği ordunun teslimini kabul ede? ve ona iyi muamelede bulunursa, o ordunun neferinden kumandanına kadar, o ordunun koruyuculuğunu yaptığı halkın takdirini celbeden Gönüllerinde belki bir iman nuru parıldar. Bu büyüklükle bir insanın Dino-i Mübin-i İslam'a girmesi temin olursa, bir cihan kazanılmış gibi olur. Müslümanları affedici olmasında kendisine silah çekip, sonra da eman dileyene hidayet fırsatı vermesinin, bu görüş açısından meydana geldiğini söylersek, herhalde yanlış bir şey söylememiş oluruz.
Andlaşma talebini uygun karşılayan Sultan Hazretleri, Niş Kalesini kuvvetlendirip, korunma tedbirlerini aldıktan sonra, yine Bursa'ya döndü. H. 778/M. 1376 senesinde tekrar Rumeli'ye gelen Sultan Murat, Bulgaristan üzerine yürüdü. Sultanın üzerine yürüdüğünü haber alan Bulgar Kralı «Sosma-nos» Sultan Murad'ın karşısına birçok hediyelerle çıkıp, itaat içinde olduğunu ve itaat içinde kalacağını, ayrıca vergi vereceğini bildirince, Sultan bundan memnun oldu. Sosmanos'u Bulgaristan valisi olarak tayin etti. Bu tayin, valilik şeklinde olduğundan Bulgaristan, Osmanlı ülkesine katılmış oluyordu.
Sultan Murad Hüdavendigar
- Sultan Murad Hüdavendigar'ın Tahta Çıkışı
- Bir Bozgun
- Edirne'nin Fethi Kararlaştırılıyor
- Evranos Bey'in Taltifi
- Fetihler Zincirinin Devamı
- Fetihlerin Devamı
- Filibe'nin Fethi
- Harp Hiledir
- Hüdavendigâr Sultan Murad'ın Bir Kerameti
- Kaleler Fütuhatı
- Karamanoğlu İsyanı
- Kosova Savaşı
- Meriç Zaferi Ve Biga'nın Fethi
- Nefise Sultan'ın Karamanoğlu Ali Bey'le Düğünü
- Niş Kalesinin Alınışı
- Padişah Düğünü
- Pençik Usulünün Konması
- Rumeli'ye Yeniden Geçiş
- Sultan Hüdavendigâr'ın Şehadeti
- Sultan Murad Hüdavendigar'ın Son Sözleri
- Sultan Murad Hüdavendigârın Hanımları ve Çocukları
- Üzücü Olaylar Zinciri