Şark'taki Sıkıntı
Şark'taki Sıkıntı
Akkâ bölgesinde isyanını devam ettiren meşhur Şeyh Tâhir'in terbiyesi ve cezalandırılması işini Kapdan-ı Derya üstüne yükleyen devleti âliye, Şam valisi, Sayda eyalet valisi, Kudüs mutasarrıfı paşalarla Şam sahilleri muhafızlığına nasb edilen, Cezzar Ahmed paşaca da selâhiyet ve emir vermişti. Akkâ kalesi içinde bulunan şeyh Tâhir donanmanın sahilden bombardıman yapmasına mukabele etmek için emrinde bulunan mağribî denen askere toplarıyla ateş emri vermesine rağmen, bu mağribiler biz Osmanlı devletine ateş açmayız çünkü; biz Osmanlı askeriyiz, dernek suretiyle verilen emri uygulamaktan sarfı nazar eylediler vaziyetin geldiği nâzik durumu hisseden, Şeyh Tâhir'in, atına binip kale kapısından kaçtığı sırada mağribilerden, çok nişancı biri attığı tek kurşunla, bu asiyi bir daha kalkmamacasına yere serdi.
Mağribiler Akkâ Kalesinin kapılarını, Cezzar Ahmed Paşaya açtılar. Çok geçmeden; Sayda eyaleti valiliğinin Cezzar'a verildiğini görüyoruz. Ayrıcada vezaret rütbesi ihsan edildiğini öğreniyoruz. Sadnazam Derviş Mehmed Paşa'nın devlet idaresinde şâhid olunan engin müsamaha ve rahatına düşkünlüğü geminin bu kaptanla yürüyemeyeceği intibaını verdiğinden azline gidilip, yerine Darendeli Mehmed Paşa boşalan makamı hakkıyla doldurmak niyetiyle getirildi.
1190/1777 bu sırada Rus elçisi İstanbul'a gelmiş sefarete yerleşmişti. Pek uzun süren müzakereler sonunda Kırım ahvali hakkında varılan karar, devlet-i âîiye'nin Kırım'da bulunan Devlet Giray'a, hân'Iığını meşrulaştıran menşurun postalanması oldu. Fakat bu seferde Devlet Girayı istemeyen Rusya yanlısı gurup hareketi bir isyana çevirdi. Devlet Giray da İstanbul'a kaçmaktan başka çare göremedi. Rusya'ya bel bağlayıp onlara hayranlığını devamlı belirten, Şâhİn Giray Rusyanin koruması altında Kırım'a hân oİdu! Yanına da Rus ordusundan biri, imparatoriçe tarafından, yaver sıfatıyla yerleştirildi. İdare hân'ın elinde gözükmekle beraber, yaverin müdehalaleri bir vesayet İdaresini haber vermekteydi. Bütün bunlara karşılık Osmanlı devleti infial içinde olmakla birlikte Rus elçisini adamakıllı bunalttı. Hatta savaşın kapısını da aralama niyetinde olduğunu Rusya'ya olsun, elçinin bizzat kendisine olsun hissettirdi. Ruslar ise geçen savaştaki yaraların henüz kapanmamasının farkında olarak, savaşı getirecek tırmanmayı önleme çalışmaları arasında tercihini, sulhu devam ettirmekte seçerken, her ihtimâle karşıda, başkumandan Romanzofu Özi Kalesi civarında toplanmış Rus askerinin, başına gönderme tedbirini de ihmâl etmedi.
1191/1778 Şahin Giray'ın hanlığını, bildirmeye geien bir heyet Osmanlının soğuk muamelesi karşısında ve bu hanlığı tanımaz davranış göstermesinden ümidini keserken, devlet-i âliye daha önceleri, Kırım ahalisi tarafından hân'lığa, seçilmiş bulunan eski hân'iardan Selim Giray'ı bu hanlık vazifesine nasb etmiş ve Kırım yarımadasına göndermişti.
Mağribiler Akkâ Kalesinin kapılarını, Cezzar Ahmed Paşaya açtılar. Çok geçmeden; Sayda eyaleti valiliğinin Cezzar'a verildiğini görüyoruz. Ayrıcada vezaret rütbesi ihsan edildiğini öğreniyoruz. Sadnazam Derviş Mehmed Paşa'nın devlet idaresinde şâhid olunan engin müsamaha ve rahatına düşkünlüğü geminin bu kaptanla yürüyemeyeceği intibaını verdiğinden azline gidilip, yerine Darendeli Mehmed Paşa boşalan makamı hakkıyla doldurmak niyetiyle getirildi.
1190/1777 bu sırada Rus elçisi İstanbul'a gelmiş sefarete yerleşmişti. Pek uzun süren müzakereler sonunda Kırım ahvali hakkında varılan karar, devlet-i âîiye'nin Kırım'da bulunan Devlet Giray'a, hân'Iığını meşrulaştıran menşurun postalanması oldu. Fakat bu seferde Devlet Girayı istemeyen Rusya yanlısı gurup hareketi bir isyana çevirdi. Devlet Giray da İstanbul'a kaçmaktan başka çare göremedi. Rusya'ya bel bağlayıp onlara hayranlığını devamlı belirten, Şâhİn Giray Rusyanin koruması altında Kırım'a hân oİdu! Yanına da Rus ordusundan biri, imparatoriçe tarafından, yaver sıfatıyla yerleştirildi. İdare hân'ın elinde gözükmekle beraber, yaverin müdehalaleri bir vesayet İdaresini haber vermekteydi. Bütün bunlara karşılık Osmanlı devleti infial içinde olmakla birlikte Rus elçisini adamakıllı bunalttı. Hatta savaşın kapısını da aralama niyetinde olduğunu Rusya'ya olsun, elçinin bizzat kendisine olsun hissettirdi. Ruslar ise geçen savaştaki yaraların henüz kapanmamasının farkında olarak, savaşı getirecek tırmanmayı önleme çalışmaları arasında tercihini, sulhu devam ettirmekte seçerken, her ihtimâle karşıda, başkumandan Romanzofu Özi Kalesi civarında toplanmış Rus askerinin, başına gönderme tedbirini de ihmâl etmedi.
1191/1778 Şahin Giray'ın hanlığını, bildirmeye geien bir heyet Osmanlının soğuk muamelesi karşısında ve bu hanlığı tanımaz davranış göstermesinden ümidini keserken, devlet-i âliye daha önceleri, Kırım ahalisi tarafından hân'lığa, seçilmiş bulunan eski hân'iardan Selim Giray'ı bu hanlık vazifesine nasb etmiş ve Kırım yarımadasına göndermişti.
Sultan 1. Abdülhamit Han
- 1. Abdülhamid'in Çocukları
- 1. Abdülhamid'in Hanımları
- 1. Abdülhamid'in Sadrazamları
- 1. Abdülhamid'in Şeyhülislamları
- 1200 - 1786 Padişah 1. Abdülhamid'in Sulha Eğilimi
- Batı Avrupanın Rusya'ya Bakışı
- Eflak ve Boğdan Kurgusu
- Fransızların Ruslara Yaklaşması
- Kaynarca Antlaşmasındaki Yanlışlık
- Kırım'ın Derdi
- Sultan 1. Abdülhamit Han'ın Hayatı
- Şark'taki Sıkıntı
- Zend Kerim ve Katerina Uyuşması