Salankamen Meydan Muharebesi
Salankamen Meydan Muharebesi
Aslında yukarıda bahse konu savaşı, bir nebze olsun an-latmışsakda, neticesi itibarıyla Osmanlı devletinin önemli bir kavşağını teşkil etmesi, bu savaşın daha geniş bir izah içinde kaleme alınmasını zaruri kılmıştır. Yılmaz Öztuna bey'in cidden büyük bir eser olan, "Büyük Türkiye Tarihi" adlı çalışmasının altıncı cildinden özet alıntılarla, sayfalarımızı süsle-yelim. Bu savaş; 19/zilhicce/l 102-19/ağustos/169V pazar günü vukua gelmiştir.
Osmanlı ordusunda Karaman ve Rumeli Beylerbeyleri, Kral Tökeli birinci safda yer tutmuştu. Hemen arkalarında Maraş Beylerbeyi Yumak Mehmed paşa, Şam Beylerbeyi Koca Mustafa paşa vardı Sadaret kethüdası Kör Mustafa paşa sadrazamı çabuk bir taarruza teşvik etmekteydi. Düşman; başında başarılı avrupalı komutanların ileri gelenlerinden olan Prens Ludvig olduğu halde endişe içinde Değirmenlik mevkiinde Türklerin taarruzunu beklemekteydi. Savaş burada kazanılmazsa, bunu telafi etmek için yıllarca, Macaristan toprakları üzerinde dolaşmak icab edeceğini düşünen Fâzıl Mustafa paşa, Kırım ordusu gelsin birlikte hareketetmek istemekteydi. Ancak bu yardımcı, güçten bir ses ve soluk hâttâ geleceğine dâir en küçük bir emare dahi görünmedi. Tatarların yetişmesini beklememek büyük hata olarak yorumianır-sada bunların gelmemesi üzerinde, kafa yormak icab eder diye düşünmek gerekiyor. Ordumuzun Akıncı askeri, düşman ulaştırma birliklerine ulaşmış ve yediyüz civarında arabayı yağmalamış, bin kişiden de fazla esir almıştı. Öğleden sonraya ikindiye yakın dakikalarda iki tarafda toplarını ateş-liyerek savaşın başladığını ilân ettiler. Prens Ludvig 100 bin kişiyi aşan birliklerini yerinde sabit tutmayı başardı. Almanlar bu arada epeyi zayiat vermekteydiler. Fâzıl Mustafa Paşa,
düşman hatlarını parçalamanın gerektiği şuurunda, sipahi askerini yâni süvari birliklerimizi elde kılıç olduğu halde, Ludvig'in birlikleri üstüne taarruz ettirdi. Orduya hümayun kadısı, İbrahim paşa ve Yeniçeri Ağası saldın esnasında şe-hadet şerbetini içtiler.
Asker kaybımız, kısa zamanda dörtyüz kişiyi buldu. Çelebi İsmail paşa öne sürüldü. Paşa Karaman Beylerbeyi idi. Bu kumandanın en önde bulunması düşmanı bozguna uğratma noktasına getirdi. Cephede görülen manzara, Almanların savaşı kaybettiği istikametindeydi. Sadrıazam Fâzıl Mustafa Paşa, kesin neticeyi almak arzusuyla kılıcı elinde öne çıktı. Mücahidleri teşvik ediyordu. Bir mermi savaşın da, tarihimizin de yönünü değiştiren bir işlev gördü. Mel'un mermi, ser-dar'ın alnından girerek, şehidler zümresine iltihak etmesine yol açarken, olan biteni saklayamayan maiyet askeride, şe-hadetin duyulmasını engelleyemedi. Saflar bu acı kayıb yüzünden sarsıntıya maruz kalıyor, kendinFüzüntüden yere atanların meydana getirdiği boşlukların, bir fevkaladeliğe bağlı olduğunu düşünen Marki Ludvig, askerlerini yeniden harb nizamına sokmağa muvaffak oldu. Saldırı emrinide veren Prens Ludvig, büyük telefat vermesine rağmen hücuma devam etmekteydi.
Osmanlı mücahidleri üzerlerine gelmekte olan düşman askerine, canını dişine takıp karşı koymak yerine, insiyaki bir davranışla geri çekilmeyi, tercihe şayan buluyor. Meydan yavaş yavaş düşman askerinin kontrolüne geçiyordu. Osmanlı birlikleri; çekiliyor ve Belgrad'a varmaya çalışmakltaydı. Sa-vaşdan iki gün sonra, Belgrad'a; Kırım süvarileriyle birlikte gelen Kırım Hân'ı, bozulmuş bir şekilde, Belgrad şehrine dahil olan Osmanlı alaylarının hâline göz yaşlarını akıtarak seyrettiğini buraya dercedelim. Bu gözyaşları savaş alanına yeti-şememenin verdiği üzüntüyümü, yoksa bu birliklerinde geç toparlanmasına sebeb olan otorite yoksunluğumuydu?
Yılmaz Öztuna bey'in mezkur eserinde, bir zamanlar Türkiye Ordularının Kara Kuvvetleri Kumandanlığı vekâleti görevi ifa etmiş bulunan ve ne sebebe binaen, kabrinin Üsküdar Bülbülderesi (Dönmeler Mezarlığı) kabristanında olan merhum orgeneral Necati Tacan, "1690-1696 Kuşatma ve Meydan Muharebeleri" adlı kitabdan şu malumatı ahzetmis. Biz de önem taşıyan bu mütalaayı zikri uygun buluyoruz. Necati Paşa, bu esere bu mütalaayı Yarbaylığı esnasında vermiş:
"Viyana bozgununu telâfi edebilecek olan, nasıl onu kaybeden adamsa, Salankamen felâketinide sarabilecek yegâne adam da Fâzıl Mustafa Paşa idi. Kara Mustafa Paşayı, kendi milletinden olan, şahsi düşmanlarının kin ve hırsı öldürttü Fâzıl Mustafa Paşanın ölümü ise; şerefle olmuş, bir düşman kurşunuyla şehid düşmüştü. İmparatorluğun asıl kaybı bu idi."
Osmanlı ordusunda Karaman ve Rumeli Beylerbeyleri, Kral Tökeli birinci safda yer tutmuştu. Hemen arkalarında Maraş Beylerbeyi Yumak Mehmed paşa, Şam Beylerbeyi Koca Mustafa paşa vardı Sadaret kethüdası Kör Mustafa paşa sadrazamı çabuk bir taarruza teşvik etmekteydi. Düşman; başında başarılı avrupalı komutanların ileri gelenlerinden olan Prens Ludvig olduğu halde endişe içinde Değirmenlik mevkiinde Türklerin taarruzunu beklemekteydi. Savaş burada kazanılmazsa, bunu telafi etmek için yıllarca, Macaristan toprakları üzerinde dolaşmak icab edeceğini düşünen Fâzıl Mustafa paşa, Kırım ordusu gelsin birlikte hareketetmek istemekteydi. Ancak bu yardımcı, güçten bir ses ve soluk hâttâ geleceğine dâir en küçük bir emare dahi görünmedi. Tatarların yetişmesini beklememek büyük hata olarak yorumianır-sada bunların gelmemesi üzerinde, kafa yormak icab eder diye düşünmek gerekiyor. Ordumuzun Akıncı askeri, düşman ulaştırma birliklerine ulaşmış ve yediyüz civarında arabayı yağmalamış, bin kişiden de fazla esir almıştı. Öğleden sonraya ikindiye yakın dakikalarda iki tarafda toplarını ateş-liyerek savaşın başladığını ilân ettiler. Prens Ludvig 100 bin kişiyi aşan birliklerini yerinde sabit tutmayı başardı. Almanlar bu arada epeyi zayiat vermekteydiler. Fâzıl Mustafa Paşa,
düşman hatlarını parçalamanın gerektiği şuurunda, sipahi askerini yâni süvari birliklerimizi elde kılıç olduğu halde, Ludvig'in birlikleri üstüne taarruz ettirdi. Orduya hümayun kadısı, İbrahim paşa ve Yeniçeri Ağası saldın esnasında şe-hadet şerbetini içtiler.
Asker kaybımız, kısa zamanda dörtyüz kişiyi buldu. Çelebi İsmail paşa öne sürüldü. Paşa Karaman Beylerbeyi idi. Bu kumandanın en önde bulunması düşmanı bozguna uğratma noktasına getirdi. Cephede görülen manzara, Almanların savaşı kaybettiği istikametindeydi. Sadrıazam Fâzıl Mustafa Paşa, kesin neticeyi almak arzusuyla kılıcı elinde öne çıktı. Mücahidleri teşvik ediyordu. Bir mermi savaşın da, tarihimizin de yönünü değiştiren bir işlev gördü. Mel'un mermi, ser-dar'ın alnından girerek, şehidler zümresine iltihak etmesine yol açarken, olan biteni saklayamayan maiyet askeride, şe-hadetin duyulmasını engelleyemedi. Saflar bu acı kayıb yüzünden sarsıntıya maruz kalıyor, kendinFüzüntüden yere atanların meydana getirdiği boşlukların, bir fevkaladeliğe bağlı olduğunu düşünen Marki Ludvig, askerlerini yeniden harb nizamına sokmağa muvaffak oldu. Saldırı emrinide veren Prens Ludvig, büyük telefat vermesine rağmen hücuma devam etmekteydi.
Osmanlı mücahidleri üzerlerine gelmekte olan düşman askerine, canını dişine takıp karşı koymak yerine, insiyaki bir davranışla geri çekilmeyi, tercihe şayan buluyor. Meydan yavaş yavaş düşman askerinin kontrolüne geçiyordu. Osmanlı birlikleri; çekiliyor ve Belgrad'a varmaya çalışmakltaydı. Sa-vaşdan iki gün sonra, Belgrad'a; Kırım süvarileriyle birlikte gelen Kırım Hân'ı, bozulmuş bir şekilde, Belgrad şehrine dahil olan Osmanlı alaylarının hâline göz yaşlarını akıtarak seyrettiğini buraya dercedelim. Bu gözyaşları savaş alanına yeti-şememenin verdiği üzüntüyümü, yoksa bu birliklerinde geç toparlanmasına sebeb olan otorite yoksunluğumuydu?
Yılmaz Öztuna bey'in mezkur eserinde, bir zamanlar Türkiye Ordularının Kara Kuvvetleri Kumandanlığı vekâleti görevi ifa etmiş bulunan ve ne sebebe binaen, kabrinin Üsküdar Bülbülderesi (Dönmeler Mezarlığı) kabristanında olan merhum orgeneral Necati Tacan, "1690-1696 Kuşatma ve Meydan Muharebeleri" adlı kitabdan şu malumatı ahzetmis. Biz de önem taşıyan bu mütalaayı zikri uygun buluyoruz. Necati Paşa, bu esere bu mütalaayı Yarbaylığı esnasında vermiş:
"Viyana bozgununu telâfi edebilecek olan, nasıl onu kaybeden adamsa, Salankamen felâketinide sarabilecek yegâne adam da Fâzıl Mustafa Paşa idi. Kara Mustafa Paşayı, kendi milletinden olan, şahsi düşmanlarının kin ve hırsı öldürttü Fâzıl Mustafa Paşanın ölümü ise; şerefle olmuş, bir düşman kurşunuyla şehid düşmüştü. İmparatorluğun asıl kaybı bu idi."
Sultan 2. Ahmed Han
- Sultan 2. Ahmed ve Tahta Çıkışı
- 2. Ahmed'in Hanımları ve Çocukları
- 2. Ahmed'in Sadrıazamları
- 2. Ahmed'in Şahsiyeti
- 2. Ahmed'in Şeyhülislamları
- 2. Süleyman ve 2. Ahmed Dönemi Deniz Harekatları
- Koyun Adaları Muharebesi
- Sakız Adasının Elden Çıkışı
- Salankamen Meydan Muharebesi
- Salankamen Savaşı
- Vuruşarak Çekilme