Tedvîn Sayılmayan Bazı Yazma Vak´aları
Tedvîn Sayılmayan Bazı Yazma Vak´aları
Tedvîn deyince daha ziyade "bütün hadîslerin tesbit ve cem edilmesini hedefleyen resmî yazdırma faaliyetini" anlayınca bunun dışında kalan çalışmalar tedvîn sayılamaz. Öyleyse:
1- Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)´in bıraktığı yazılı vesikalar tedvîn değildir.
2- Başta Abdullah İbnu Amr İbni´l-As tarafından yazılmış olan Sahife-i Sâdıka, diğer bazı sahâbîler tarafından yazıldığını belirttiğimiz hiçbir sahîfe tedvîn sayılmaz.
3- Hz. Mu´âviye (radıyallahu anh)´nin, Muğire İbnu Şube´ye mektup göndererek "namazın ardından Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın nasıl bir dua okuduğunu işitti ise kendisine yazmasını" istemesi ve bu talebe Muğire´nin yazılı olarak cevap vermesi de bir tedvîn değildir.
4- Keza Emevî halifesi Abdülazîz İbnu Mervân, Mısır vâlisi iken, Humus´ta bulunan -ve yetmiş kadar Bedîr ashabını gördüğü belirtilen- Kesîr İbnu Mürre´ye "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın Ashâbından (radıyallahu anhüm) işittiği hadîsleri kendisine yazması"nı bir mektupla taleb etme vak´ası da bir tedvîn değildir. İbnu Sa´d bu vak´ayı kaydeder, fakat Kesîr İbnu Mürre´nin bu talebi yerine getirip getirmediğini belirtmez. Farz-ı muhal, Kesîr, duyduğu hadîsleri yazmış bile olsa, yine bu, mevziî, mahallî, kısmî bir "yazma" olacağı için yine de tedvîn sayılmayacaktı. [122]
1- Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)´in bıraktığı yazılı vesikalar tedvîn değildir.
2- Başta Abdullah İbnu Amr İbni´l-As tarafından yazılmış olan Sahife-i Sâdıka, diğer bazı sahâbîler tarafından yazıldığını belirttiğimiz hiçbir sahîfe tedvîn sayılmaz.
3- Hz. Mu´âviye (radıyallahu anh)´nin, Muğire İbnu Şube´ye mektup göndererek "namazın ardından Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın nasıl bir dua okuduğunu işitti ise kendisine yazmasını" istemesi ve bu talebe Muğire´nin yazılı olarak cevap vermesi de bir tedvîn değildir.
4- Keza Emevî halifesi Abdülazîz İbnu Mervân, Mısır vâlisi iken, Humus´ta bulunan -ve yetmiş kadar Bedîr ashabını gördüğü belirtilen- Kesîr İbnu Mürre´ye "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın Ashâbından (radıyallahu anhüm) işittiği hadîsleri kendisine yazması"nı bir mektupla taleb etme vak´ası da bir tedvîn değildir. İbnu Sa´d bu vak´ayı kaydeder, fakat Kesîr İbnu Mürre´nin bu talebi yerine getirip getirmediğini belirtmez. Farz-ı muhal, Kesîr, duyduğu hadîsleri yazmış bile olsa, yine bu, mevziî, mahallî, kısmî bir "yazma" olacağı için yine de tedvîn sayılmayacaktı. [122]
HADİS TARİHİ
- Hadis Tarihi
- Kur´ânî Âmiller
- Nebevî Âmiller
- Resûlullah´ın, Sünnetin Öğrenilmesine Teşvikleri
- Sormaya Teşvîk
- Konuşma Tarzı
- Suffe Mektebi´nin Tesîsi
- İlme Teşvîk
- Sahabelerle İlgili Âmiller
- Ümmühâtu´l-Mü´minîn´in Rolü
- Yazılı Vesikalar
- Gazveler
- Veda Haccı
- İhtida Heyetleri
- Elçi Ve Memurlar
- Zabt Ve Tesbitte Mühim Bir Prensip: Asla Uygunluk.
- Hadislerin Yazıyla Tesbiti
- Câhiliye Devrinde Okuma Yazma Durumu
- Hadisin Yazılmasını Yasaklayan Rivâyetler
- Hadîslerin Yazılmasına İzin Veren Rivayetler
- Abdullah İbnu Amr İbni´l-As´ın Sahîfe-i Sâdıka´sı
- Ebu Hüreyre´nin Sahife-i Sahîha´sı
- Hz. Ali´nin Sahîfesi
- Câbir İbnu Abdillah Sahîfesi
- Enes İbnu Malik´in Sahifesi
- Semüre İbnu Cundeb Sahîfesi
- Abdullah İbnu Abbâs´ın Sahîfeleri
- Hadîs Yazma Yasağının Mahiyeti
- Hz. Peygamber (Aleyhissalâtu Vesselâm)´den Sonra Ashâbın Tavrı
- Hz. Ebu Bekir (Radıyallahu Anh)´in Tereddüdü