Sultan Mehmed Han'ın Tahta İlk Geçişi
Sultan Mehmed Han'ın Tahta İlk Geçişi
H. 847/M. 1444 Başlarında, Osmanlı Tahtına oturan istikbalin Fatih Sultan Mehmed Hazretleri daha 14 yaşındaydı. 14 Yaşındaki padişahı istedikleri gibi idare edebileceğini zannedenler, kısa zamanda aldandıklarını anladılar.
Çünkü padişah, belki tecrübesizdi, fakat dirayet ve basireti, onların hepsini yanılttı. Tecrübesizliği yüzünden tayinlerde bir-iki hata yapıldıysa da, onları da düzeltmek, gayr-i mümkün değildi. Kendisine müşavir seçtiği Zağanos Paşa, padişahın iradelerinin yerini bulmasını dikkatle takib ediyor, neticesini kendisine bildiriyordu.
İşte bu sırada, Sultan Murad-ı Sâni'nin Jan Hünyad'ia yaptığı 10 yıllık saldırmazlık anlaşması, kâfirin tabiat-ı icabı, genç padişahın zaaf sahibi olduğunu zannederek anlaşmayı bozup, bütün hristiyan dünyasını toplıyarak Osmanlı hududuna daldılar. Bunlar ağızlarından şu cümleyi düşürmüyorlardı: «Müslümanları Rumeli'den tamamen tard edip, Anadolu'ya süreceğiz.»... Tabii ki son konuşanın, iyi konuşacağını unutuyorlardı.
Düşmanın, Osmanlı hududunu tecavüzleri, kumandan ve vezirlerin telaşa kapılmalarına sebeb oldu. Genç padişaha, babasını tahta davet etmesi için ricada bulundular. Sultan Mehmed, bu teklifi hemen kabul etmeyip beklemeyi tercih etti. Bunun üzerine Sultan Murad'ın yakını olan vezir ve kumandanlar, günlerini Manisa'da bağlı olduğu tarikatin usul ve erkânı -ibadet- ile geçiren padişahın yanına vardılar ve ricalarda bulundular. Padişah da bu teklifleri ne red, ne de kabul ettiğini belirtecek bir işarette bulunmadı.
İşte bu sırada büyükler büyüğü olmanın ilk işaretlerinden olan şu davet, Sultan İkinci Mehmed'İn dudaklarından döküldü:
«— Eğer padişah isen gel, ordunun başına geç! Yok eğer padişah ben isem, sana emrediyorum gel, ordularımın başına geç»
İşte bu red edilemez davet, Sultan Murad-ı Sâni'nin başkumandan olarak, Varna'da vaki olacak savaşın sevk-ul ceyşi-ni (idaresini) yüklenmeye yetmişti.
Çünkü padişah, belki tecrübesizdi, fakat dirayet ve basireti, onların hepsini yanılttı. Tecrübesizliği yüzünden tayinlerde bir-iki hata yapıldıysa da, onları da düzeltmek, gayr-i mümkün değildi. Kendisine müşavir seçtiği Zağanos Paşa, padişahın iradelerinin yerini bulmasını dikkatle takib ediyor, neticesini kendisine bildiriyordu.
İşte bu sırada, Sultan Murad-ı Sâni'nin Jan Hünyad'ia yaptığı 10 yıllık saldırmazlık anlaşması, kâfirin tabiat-ı icabı, genç padişahın zaaf sahibi olduğunu zannederek anlaşmayı bozup, bütün hristiyan dünyasını toplıyarak Osmanlı hududuna daldılar. Bunlar ağızlarından şu cümleyi düşürmüyorlardı: «Müslümanları Rumeli'den tamamen tard edip, Anadolu'ya süreceğiz.»... Tabii ki son konuşanın, iyi konuşacağını unutuyorlardı.
Düşmanın, Osmanlı hududunu tecavüzleri, kumandan ve vezirlerin telaşa kapılmalarına sebeb oldu. Genç padişaha, babasını tahta davet etmesi için ricada bulundular. Sultan Mehmed, bu teklifi hemen kabul etmeyip beklemeyi tercih etti. Bunun üzerine Sultan Murad'ın yakını olan vezir ve kumandanlar, günlerini Manisa'da bağlı olduğu tarikatin usul ve erkânı -ibadet- ile geçiren padişahın yanına vardılar ve ricalarda bulundular. Padişah da bu teklifleri ne red, ne de kabul ettiğini belirtecek bir işarette bulunmadı.
İşte bu sırada büyükler büyüğü olmanın ilk işaretlerinden olan şu davet, Sultan İkinci Mehmed'İn dudaklarından döküldü:
«— Eğer padişah isen gel, ordunun başına geç! Yok eğer padişah ben isem, sana emrediyorum gel, ordularımın başına geç»
İşte bu red edilemez davet, Sultan Murad-ı Sâni'nin başkumandan olarak, Varna'da vaki olacak savaşın sevk-ul ceyşi-ni (idaresini) yüklenmeye yetmişti.
Sultan 2. Murad Han
- Germehisar'ın Yıkılışı ve İşin Ehline Verilmesi
- İkinci Kosova Meydan Muharebesi
- İstanbul'un Müharasa Edilmesi
- Küçük Şehzade Mustafa Sultan İsyanı
- Padişahın Tahtı Bırakması ve Sebepleri
- Rumeli'de Durum
- Savaşsız Savaş
- Sultan 2. Murad'ın Hanımları ve Çocukları
- Sultan II. Murad Han
- Sultan Mehmed Han'ın Tahta İlk Geçişi
- Sultan Murad-ı Sâni'nin Vefatı
- Sultan Murad'ın Yeniden Tahta Geçişi
- Varna Meydan Muharebesi