Meşaleler Zaferi
Meşaleler Zaferi
Sokullu Mehmed Paşanın şehid edilmesinden sonra dîvan vezirleri sadrazamlık mücadelelerine daldıklarından Özdemiroğlu yardımsız kalmış ve çok zor durumlar yaşamışsa da bulunduğu zamanın en büyük kumanda dehâsına sahip olduğundan İranlılara kesin bir galibiyet yüzü göstermemiş onlara karşı günümüz tabiriyle gerilla savaşı vererek uzun müddet yıpratmış ve nihayet iki ordu Şirvan ve Dağıstan hududundaki Küba şehri civarında bilhassa ovasında karşı karşıya geldiler. Geçen zaman zarfında Şirvan yine İranlıların eline geçmişti. Özdemiroğlu bu savaşı kazanırsa Şirvan yine Osmanlı Devletinin olacak aksi halde Dağıstan ve Gürcistan fetihleri mânâsızlaşacak ve İran nüfuzu hâkimiyetine girecekti.
Dört gün süren bu kanlı boğuşma geceleri de savaş devam ettiğinden meşaleler yakılmış olmasından dolayı Meşaleler zaferi adıyla anılır. Dördüncü gün sonunda İran ordusu mağlûp ve münhezim olarak savaş alanını Osmanlı askerine ve onun büyük kumandanına bırakırken Şirvan, devleti Aliy-ye'ye kaldığı gibi Revan yolu da fetih sancaklarının üzerinden geçmesini bekliyordu. Tarih Hicrî 922/Milâdî 1583'ü gösteriyordu.
Meşaleler Zaferinden sonra Revan yolunun Osmanlı sancaklarının üzerinden geçmesini beklediğni yukarda belirtmiştik. Üçüncü Murad sanki her an yanında beraber savaştığını saydığı Özdemiroğlu Osman Paşa'ya, sadrazam kaftanını biçmiş ve bu münasebetle paşayı'İstanbul'a çağırtrnıştı. Vezir- had Paşa'yı yüzbin askerle Revan (Ermenistan) fethine - dermişti. Ferhad Paşa, Revan'a hiç bir mukavemet gör-den dahil olmuş ve yukarıda tavsif ettiğimiz durum gerçekleşmiş Revan, Devleti Osmaniyye'ye ram olmuştu.
İstanbul'a dönmek üzere yola çıkan Osman Paşa, Hazreti Padişah'dan aldığı bir irade ile Kırım meselesini hâl etmek üzere otuz yıldır bindiği meşhur ve dillere destan siyah atı Kara-Kaytas'ın başını Kırım Hân'hğı üzerine çevirdi. Kırım meselesi denilen nesne, Kırım Hânı Mehmed Giray, Divan'ın emirlerini dinlemez olmuş ve kendisine bir kaç defa Özdemi-roğlu'na yardıma gitmesi için yapılan çağrılara gereken itaati göstermemiş ve savsaklamıştı. Kuvvetlenmekte olan bir Rus Devletinin varlığı göz önüne alınırsa bu adamın yaptığı yanına bırakılacak olursa istikbalde daha feciii durumlarla karşılaşılabilirdi.
Özdemiroğlu Kırım taraflarına gidince Mehmed Giray, paşanın geliş sebebini anladığında Kefe yakınındaki Bağçesa-ray'a Osman Paşa'yı davet etmişse de bu dolaba girmeyen Paşa, Kefe şehrine çekildi. Bu durum üzerine Mehmed Giray emrindeki kırkbin Tatar askeri ile söz konusu şehre taarruz etti. Osman Paşa savaşlarda pişmiş bir Serdar olarak şehrin kapılarını çoktan kapattırmıştı. Mehmed Giray şehri muhasara etmekten çekinmedi. Bir aydan fazla muhasaraya, büyük zorluklara göğüs gererek dayanan Paşa, öte yandan divân'a haber göndermiş yardım talebinde bulunmuştu. Bu arada çok ustaca bir politika takip eden Osman Paşa, Kırım Kalga-yı yânj veliahdı olan Alp Giray'ı, hân olarak nasb etmiş böylece Kırım süvarilerini iki başlı hale getirmiş bu basardan Alp Giray; Osman Paşa tarafını tutmuş, böylece Mehmed Gi-ray'm kuvvetleri zaafa uğramıştı.
Bu sırada ise yanında 10 senedir Konya'da ikamet etmekte olan ve Hazreti Mevlânâ (K.S.)'ya intisaph İslâm Giray, Sultan 3. Murad Hazretleri tarafından Kırım hanlığına tayin edilmiş olarak Kılıç Ali Paşa'nın donanmasında onbin asker ve otuzbeş kadırga ile gözükünce Mehmed Giray'a muhasarayı kaldırıp kaçmak düşmüştü.
Osman Paşa tarafından Kırım Hanlığına nasb edilen Alp Giray, bütün hırs ve gurur gibi nefsi azdırıcı hislerden sıyrılarak İslâm Giray'a biat etmesi cidden örnek alınacak bir olay tezahür etmişti. Bu muazzam manzaraya şahid olan Osman Paşa'nın gözleri yaşarmış, Mehmed "Giray meselesine beni karıştırmayın sadakat ehline yol göstermek bize düşmez diyerek aralarından çekilmişti. Böylece Kırım Hanlığı ailesinin hesaplaşmasını kendilerine bırakmış oluyordu.
Kaçma yolunu tutan Mehmed Giray'm peşine düşen Alp Giray ağabeyini yakalamış ve kendi yasalarına uygun olarak yay kirişi ile boğdurmuş ve bu gaile hâl olmuş oldu. Tarihler Hicri 922/Milâdî 1583 yılını gösteriyordu.
Dört gün süren bu kanlı boğuşma geceleri de savaş devam ettiğinden meşaleler yakılmış olmasından dolayı Meşaleler zaferi adıyla anılır. Dördüncü gün sonunda İran ordusu mağlûp ve münhezim olarak savaş alanını Osmanlı askerine ve onun büyük kumandanına bırakırken Şirvan, devleti Aliy-ye'ye kaldığı gibi Revan yolu da fetih sancaklarının üzerinden geçmesini bekliyordu. Tarih Hicrî 922/Milâdî 1583'ü gösteriyordu.
Meşaleler Zaferinden sonra Revan yolunun Osmanlı sancaklarının üzerinden geçmesini beklediğni yukarda belirtmiştik. Üçüncü Murad sanki her an yanında beraber savaştığını saydığı Özdemiroğlu Osman Paşa'ya, sadrazam kaftanını biçmiş ve bu münasebetle paşayı'İstanbul'a çağırtrnıştı. Vezir- had Paşa'yı yüzbin askerle Revan (Ermenistan) fethine - dermişti. Ferhad Paşa, Revan'a hiç bir mukavemet gör-den dahil olmuş ve yukarıda tavsif ettiğimiz durum gerçekleşmiş Revan, Devleti Osmaniyye'ye ram olmuştu.
İstanbul'a dönmek üzere yola çıkan Osman Paşa, Hazreti Padişah'dan aldığı bir irade ile Kırım meselesini hâl etmek üzere otuz yıldır bindiği meşhur ve dillere destan siyah atı Kara-Kaytas'ın başını Kırım Hân'hğı üzerine çevirdi. Kırım meselesi denilen nesne, Kırım Hânı Mehmed Giray, Divan'ın emirlerini dinlemez olmuş ve kendisine bir kaç defa Özdemi-roğlu'na yardıma gitmesi için yapılan çağrılara gereken itaati göstermemiş ve savsaklamıştı. Kuvvetlenmekte olan bir Rus Devletinin varlığı göz önüne alınırsa bu adamın yaptığı yanına bırakılacak olursa istikbalde daha feciii durumlarla karşılaşılabilirdi.
Özdemiroğlu Kırım taraflarına gidince Mehmed Giray, paşanın geliş sebebini anladığında Kefe yakınındaki Bağçesa-ray'a Osman Paşa'yı davet etmişse de bu dolaba girmeyen Paşa, Kefe şehrine çekildi. Bu durum üzerine Mehmed Giray emrindeki kırkbin Tatar askeri ile söz konusu şehre taarruz etti. Osman Paşa savaşlarda pişmiş bir Serdar olarak şehrin kapılarını çoktan kapattırmıştı. Mehmed Giray şehri muhasara etmekten çekinmedi. Bir aydan fazla muhasaraya, büyük zorluklara göğüs gererek dayanan Paşa, öte yandan divân'a haber göndermiş yardım talebinde bulunmuştu. Bu arada çok ustaca bir politika takip eden Osman Paşa, Kırım Kalga-yı yânj veliahdı olan Alp Giray'ı, hân olarak nasb etmiş böylece Kırım süvarilerini iki başlı hale getirmiş bu basardan Alp Giray; Osman Paşa tarafını tutmuş, böylece Mehmed Gi-ray'm kuvvetleri zaafa uğramıştı.
Bu sırada ise yanında 10 senedir Konya'da ikamet etmekte olan ve Hazreti Mevlânâ (K.S.)'ya intisaph İslâm Giray, Sultan 3. Murad Hazretleri tarafından Kırım hanlığına tayin edilmiş olarak Kılıç Ali Paşa'nın donanmasında onbin asker ve otuzbeş kadırga ile gözükünce Mehmed Giray'a muhasarayı kaldırıp kaçmak düşmüştü.
Osman Paşa tarafından Kırım Hanlığına nasb edilen Alp Giray, bütün hırs ve gurur gibi nefsi azdırıcı hislerden sıyrılarak İslâm Giray'a biat etmesi cidden örnek alınacak bir olay tezahür etmişti. Bu muazzam manzaraya şahid olan Osman Paşa'nın gözleri yaşarmış, Mehmed "Giray meselesine beni karıştırmayın sadakat ehline yol göstermek bize düşmez diyerek aralarından çekilmişti. Böylece Kırım Hanlığı ailesinin hesaplaşmasını kendilerine bırakmış oluyordu.
Kaçma yolunu tutan Mehmed Giray'm peşine düşen Alp Giray ağabeyini yakalamış ve kendi yasalarına uygun olarak yay kirişi ile boğdurmuş ve bu gaile hâl olmuş oldu. Tarihler Hicri 922/Milâdî 1583 yılını gösteriyordu.
Sultan 3. Murad Han
- Sultan 3. Murad Hanın Tahta Çıkışı
- 3. Murad Han'ın Hanımları ve Çocukları
- 3. Murad'ın Sadrıazam ve Şeyhülislâmları
- Batı Seferi
- Birinci Şamahı Zaferi
- İçki Yasağı
- İkinci Şamahı Zaferi
- İran Seferi
- Koyungeçidi Zaferi
- Meşaleler Zaferi
- Osmanlı Devletinin Avrupa'dan Aldığı Vergiler
- Portekiz İle Savaş
- Sokullu Mehmed Paşanın Etrafının Temizlenmesi
- Sokullunun Şehid Edilişi
- Sultan 3. Murad Han'ın Vefatı
- Sultan 3. Murad'ın Osman Paşa'yı Kabulü
- Şah Tahmasb'ın Vefatı
- Tiflis'in Feth Olunması