Sokullunun Şehid Edilişi
Sokullunun Şehid Edilişi
Sokullu Mehmed Paşa musahibine her akşam kitap okutur ve en çok sevdiği mevzuu tarih olmasından dolayı en fazia okudukları kitap Osmanlı Devleti tarihi İdi. İşte o gece musahibi, Murad-ı evvel'in Kosova Sahrasında savaştan sonra nasıl şehid olduğunu okurken gözleri dolan Sokullu Mehmed Paşa mevzuun sonunda, ellerini kadirarak Yarabbi; bize de şehİdlik nasip et diye tazarruda bulunmuş şehid padişahın ruh'u mübarekesine Fâtiha-i Şerif hediyye eylemişti. Ertesi gün kendisi gibi Bosna'lı biri derviş kılığına bürünmüş ve Sadrazama dilekçe verir gibi elini uzatmış, dilekçeyi almak üzere eğilen Sokoilu Mehmed Paşa'nın Allah, Allah diye çarpan yüreğine kolunun yeninden çıkardığı hançeri saplamış ve Sokoilu Mehmed Paşa'yı arzuladığı şehidliğe, Devleti İslâ-miyye'yi ise istikrarsızlık devrine sokmuş oluyordu.
Bunun cezasını el ve ayaklarından dört ayrı istikâmete koşturulacak atlara bağlanmak ve dört parça haline gelmekle çeken kaatil parçalatılmadan evvel yapılan sorguda kendisinin hakkı yendiği için bu işi yaptığını söylemiş açıklamalarında hiç kimse suçlanmamıştır. Bazı tarihler bu işte 3. Mu-rad'in eli var derken bazı tarihler de Lala Mustafa Paşa'nın marifetiyle oldu derler. Fakat kesin bir delil gösteremezler.
Yalnız, Padişahın eii var diyenlere kısaca şu cevabı vermek isteriz: Daha evvelki bahislerde söylediğimiz gibi Osmanlı Padişahları tek otoritedir. Onlar Şeyhülislâm ve ulema ile sadece istişare ederler ve kararları kendilerine verirdi. Böyie-hpş olmayan bir tertiple sadrazamını öldürtmek o zatların ne sânına ne de mertliğine yakıştırdı. Misâl İstiyorsak hemen bir İki tane verebiliriz. Çandarl: Halil Paşa, önce Makbul sonra Maktul İbrahim Paşa gibi fevkalâde büyük şahsiy-yetler padişahların açık emirleri ile İdam olunmuşlardır. Hele bu olayda; Subaşı'nın içki içmek isteyen ve bu hususta emre muhalif olanlarca dövülmesi sırasında sadrazamın dahi dayak tehdîdleri karşısında kaldığını göz önüne alırsak padişah sadrazamı tutan hangi güçten içtinab edip korkacak da böyle karanlık tedbir ve tertiblere baş vurmaya lüzum görecektir. Sadrazamın yakınlarının tayin ve ödürülmesi, doğrudan doğruya bir iktidar mücadelesinden başka bir şey değildir. Daha başka bir tabirle devlete hizmeti ancak kendi metod ve gu-ruplarıyla yapabilceklerine kanaat getirmiş olanlarla, mevkii itibarda olanların mücadelesinden başka bir şey değildir. Yalnız Padişah burada kendine ait sebeblerden dolayı sadrazamın karşısındaki gurubu tutmuş olabilir.
Fakat kimse ona bir cinayet tertibçiliği yüklemeye kalkmasın o zaman iftira etmiş olur ki, dini İslâm'da, iftira edenin ne kadar dehşetli cezalara müstahak olunacağını beyan buyurmuştur.
Sokullu Mehmed Paşa üç padişaha aralıksız ondört sene sadrazamlık yapmış ve ülkenin bir çok yerlerinde camii, medrese, imarathane ve çeşmeleri kendi parasıyla yaptırmış, vefatından sonra nâaşı Ebâ Eyyûb-el Ensârî hazretlerinin yakınında bir türbeye, serveti ise evvelki yoksulluğu göz önüne alınarak devlet hazinesine gelir olarak devredilmiştir. Allah rahmet eyleyip kabri şerifini müzeyyen kılıp nûr içinde yatmasını daim kılsın.
Bunun cezasını el ve ayaklarından dört ayrı istikâmete koşturulacak atlara bağlanmak ve dört parça haline gelmekle çeken kaatil parçalatılmadan evvel yapılan sorguda kendisinin hakkı yendiği için bu işi yaptığını söylemiş açıklamalarında hiç kimse suçlanmamıştır. Bazı tarihler bu işte 3. Mu-rad'in eli var derken bazı tarihler de Lala Mustafa Paşa'nın marifetiyle oldu derler. Fakat kesin bir delil gösteremezler.
Yalnız, Padişahın eii var diyenlere kısaca şu cevabı vermek isteriz: Daha evvelki bahislerde söylediğimiz gibi Osmanlı Padişahları tek otoritedir. Onlar Şeyhülislâm ve ulema ile sadece istişare ederler ve kararları kendilerine verirdi. Böyie-hpş olmayan bir tertiple sadrazamını öldürtmek o zatların ne sânına ne de mertliğine yakıştırdı. Misâl İstiyorsak hemen bir İki tane verebiliriz. Çandarl: Halil Paşa, önce Makbul sonra Maktul İbrahim Paşa gibi fevkalâde büyük şahsiy-yetler padişahların açık emirleri ile İdam olunmuşlardır. Hele bu olayda; Subaşı'nın içki içmek isteyen ve bu hususta emre muhalif olanlarca dövülmesi sırasında sadrazamın dahi dayak tehdîdleri karşısında kaldığını göz önüne alırsak padişah sadrazamı tutan hangi güçten içtinab edip korkacak da böyle karanlık tedbir ve tertiblere baş vurmaya lüzum görecektir. Sadrazamın yakınlarının tayin ve ödürülmesi, doğrudan doğruya bir iktidar mücadelesinden başka bir şey değildir. Daha başka bir tabirle devlete hizmeti ancak kendi metod ve gu-ruplarıyla yapabilceklerine kanaat getirmiş olanlarla, mevkii itibarda olanların mücadelesinden başka bir şey değildir. Yalnız Padişah burada kendine ait sebeblerden dolayı sadrazamın karşısındaki gurubu tutmuş olabilir.
Fakat kimse ona bir cinayet tertibçiliği yüklemeye kalkmasın o zaman iftira etmiş olur ki, dini İslâm'da, iftira edenin ne kadar dehşetli cezalara müstahak olunacağını beyan buyurmuştur.
Sokullu Mehmed Paşa üç padişaha aralıksız ondört sene sadrazamlık yapmış ve ülkenin bir çok yerlerinde camii, medrese, imarathane ve çeşmeleri kendi parasıyla yaptırmış, vefatından sonra nâaşı Ebâ Eyyûb-el Ensârî hazretlerinin yakınında bir türbeye, serveti ise evvelki yoksulluğu göz önüne alınarak devlet hazinesine gelir olarak devredilmiştir. Allah rahmet eyleyip kabri şerifini müzeyyen kılıp nûr içinde yatmasını daim kılsın.
Sultan 3. Murad Han
- Sultan 3. Murad Hanın Tahta Çıkışı
- 3. Murad Han'ın Hanımları ve Çocukları
- 3. Murad'ın Sadrıazam ve Şeyhülislâmları
- Batı Seferi
- Birinci Şamahı Zaferi
- İçki Yasağı
- İkinci Şamahı Zaferi
- İran Seferi
- Koyungeçidi Zaferi
- Meşaleler Zaferi
- Osmanlı Devletinin Avrupa'dan Aldığı Vergiler
- Portekiz İle Savaş
- Sokullu Mehmed Paşanın Etrafının Temizlenmesi
- Sokullunun Şehid Edilişi
- Sultan 3. Murad Han'ın Vefatı
- Sultan 3. Murad'ın Osman Paşa'yı Kabulü
- Şah Tahmasb'ın Vefatı
- Tiflis'in Feth Olunması