Büyük Osmanlı Tarihi: Önsöz

Büyük Osmanlı Tarihi: Önsöz

Önsöz


Otuz yıllık derin dostluğum olan Merve Yayınları sahibi, sayın Ali Dağlı beyefendiyle ağabey-kardeş anlayışı içinde, biraraya geldiğimizde, sorduğu: yine târihmi okuyorsun? Notları alıyor-musun? olur. Benim, pire tanesi kadar harflerle not alışım ol­dum olası takıldığı haldir ve her seferinde, bunları nasıl okuya­caksın bakalım, der.

2001'in son günlerinde kendisini yayınevinde ziyarete gitti­ğimde, Metin Ağabey; o notlarını okuyup, bir şey yapmayı dü şünüyormusun? Sorusu geldi. Evet! Dedim, çünkü her nekadar merhume Safiye Ayla hanımın tavsiyesiyle, büyük mütefekkir, ülkede elli yıldan ziyade muharrirlik yapan gazeteci, bestekâr Ahmed Râsim Bey merhumun, Resimli Osmanlı Târihi adlı. dört cildlik liseler için yazdığı eserini şerh ederek neşre hazırla­dım. Yayımlanan eserin faydalı olduğuna inanıyorum.

Çünkü; gazeteci üslubuyla yazılan ve bilhassa târih kitapla­rında, ayrı bir lezzet buluyor insan. Bu mesleğin sahipleri aka­demik resmîlikten kaçınarak, ahalinin sevdiği anladığı lisana, yakın olabildiğinden hem okuttukları târihi sevdiriyorlar, hem de toplumu bilgilendiriyorlar. Ahmed Râsim Bey böyle bir çalış­ma oldu. Fakat gönlümde, kendi pusulamda yön bulmak iste­diğim târih kitabı yazmak arz^jm, yarım asırlık zaman dilimini kapsar. Her nekadar, Râsim Bey târihini şerh etmeye çalıştıy-sak da, neticede yazarın rotasında târihdeki seyrini takip etmek zorundasın.

Dolaysıyla, o çalışmayı yapmak benim iç dünyamda sürdür­düğüm vel979'da fiiliyata koyduğum ve 4. Murad'ın sonuna yayımladığım" Osmanlı Padişahları" serisi o çalışmanın önsözünde belirttiğim gibi, bu kitap objektif, tarafsız bir târih ki­tabı değildir. Bu biyografiler, Osmanlı padişahları hakkında esasa müstenid iftiraları, körü körüne sayfalarına alacak bir ça­lışma olmayacaktır. Tam tersine o otuzaltı padişahı methü sena eden çalışma olacaktır, diye işe giriştim.

Kendi özel kütüphanemde birtakımdan başka kalmadığına göre, beşer bintane bastığım beş kitaptan müteşekkil 720 sahielik çalışma otuzbeşbin kitab ederki, tutulduğunu ve beğenildi­ğini o zamanlar, okurlarımdan gelen mektuplardan hâla zevkini unutamadığım takdirkâr ifadeler, muhtasar olan o çalışmami, yukarıda bahseylediğim yıllardır topladığım notlar ve devam edecek araştırmaların ışığında, ülkemiz neşriyat âleminde ham-dolsun ziyaledeşen hatırat, anı veya nostalji ne derseniz deyi­niz, bilhassa Tanzimat sonrası döneminin fluluğunda, bulanıklı­ğında hayli netleşme getirdiğinden, târih kitapları sayfaları ara­sında bu aydınlatıcı çalışmalar yer almalı ve klasik târih bilgileri arasında bulduğu yerle yetişme dönemindeki evlatlarımıza ve daha sonraki kuşaklara bu köprü-ler uzatılmalı diye içimden geçirdiğimden, sayın Ali Bey'in sorusuna, evet artık, o pire ka­dar yazıyla alınmış notların târih kitabı olması zamanı geldi. Varmışın? Dedim ve tokalaştık. Çalışmaya başladık. Elinizdeki eser, böylece kuvveden fiile çıktı.
Top