Hz. Peygamber’in Hz. Ali’yi İslâm’a Davet Etmesi
Hz. Peygamber’in Hz. Ali’yi İslâm’a Davet Etmesi
- Hz. Ali, Rasûlullah’ın hanesine geldi. Hz. Peygamber’le zevcesi Hz. Hatice namaz kılıyorlardı. Hz. Ali
“Ey Muhammed! Bu nedir?” dedi. Rasûl-ü Ekrem:
“Bu, Allah’ın kendisi için seçmiş olduğu dinidir. Bu dinle peygamberleri göndermiştir. Seni bir ve ortaksız olan Allah’a davet ediyorum. Seni O’na ibadete davet ediyorum. Lat ve Uzza’yı[1] inkâr etmeye davet ediyorum”. Hz. Ali
“Bu daha önce işitmediğim bir şeydir. Ben Ebu Talib’e söylemeden hiçbir şey yapamam!” dedi. Rasûl-ü Ekrem ise bu hususun ilan edilmesinden önce ifşa edilmesini hoş görmediği için
“Ey Ali! Madem müslüman olmadın, bu ikimi
z arasında bir sır olarak kalsın” dedi. Böylece Hz. Ali o gece durdu. Sonra Cenabı Hak, Hz. Ali’nin kalbini İslâm’a açtı. Rasûlullah’a erken saatlerde geldi ve
“Ey Muhammed! Dün bana arzettiğin bir şey vardı. O neydi?” dedi. Rasûl-ü Ekrem
“Şahidlik edeceksin ki Allah’tan başka ilah yoktur, birdir ve ortaksızdır. Lat ve Uzza’yı inkâr edeceksin. Allah’a koşulan ortaklardan teberri edip, uzaklaşacaksın” diye cevap verdi. Hz. Ali bunları yaptı ve müslüman oldu.
Hz. Ali, Ebu Talib’den korktuğu halde, zaman zaman Rasûl-ü Ekrem’e geliyordu. İslâmiyet’ini gizli tuttu.[2]
- Habbet’ul-Urenî şöyle anlatıyor: Hz. Ali’yi gördüm, minberde gülüyordu. Bu gülüşünden daha fazla güldüğünü görmemiştim. Öyle güldü ki azı dişleri bile göründü. Sonra şöyle buyurdu:
“Ebu Talib’in sözünü hatırladım da ondan dolayı güldüm. Birgün ben, Rasûlullah ile beraber bulunuyordum ve Batnı Nahle denilen yerde namaz kılıyorduk ki, Ebu Talib bizim yanımıza vardı ve bize
“Ey yeğenim! Ne yapıyorsunuz?” diye sordu. Rasûl-ü Ekrem onu İslâm’a davet etti. Ebu Talib
“Sizin yaptığınızda bir zarar yok. Fakat benim mak’adım hiçbir zaman benden daha yüksekte olmayacaktır” dedi. Hz. Ali, babasının bu sözünü hatırladığı için gülmüştü. Sonra üç defa şöyle dedi:
“Yarabbi! Ben şu ümmette peygamberin müstesna benden önce sana ibadet eden hiçbir kulun olduğunu bilmiyorum. Ben insanların namaz kılmasından Önce namaz kıldım”[3]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Lat Taif’te Sakif kabilesinin putuydu. Sakifliler, Kureyşliler ve Araplar ona tazimde bulunurlardı. Hicretin 9. senesinde Taifliler müslüman olduktan sonra Rasulü Ekrem, Lat’ın yıkılmasını emretti ve yıkıldı. Uzza ise Kureyş’in Himyer’de bulunan bir putu idi. O yere Nahle denilirdi. En büyük puttu. Onu ziyaret ederler, kendisine hediyeler getirirler, kurbanlar keserlerdi.
[2] Bidaye, 3/24, (İbn İshak’tan)
[3] İmam Ahmed; Heysemi, 9/102; Ebu Ya’la, Bezzar ve Tabarani Mu’cem’ul-Evsat’da, Senedi Hasen’dir.
Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/52-53.
“Ey Muhammed! Bu nedir?” dedi. Rasûl-ü Ekrem:
“Bu, Allah’ın kendisi için seçmiş olduğu dinidir. Bu dinle peygamberleri göndermiştir. Seni bir ve ortaksız olan Allah’a davet ediyorum. Seni O’na ibadete davet ediyorum. Lat ve Uzza’yı[1] inkâr etmeye davet ediyorum”. Hz. Ali
“Bu daha önce işitmediğim bir şeydir. Ben Ebu Talib’e söylemeden hiçbir şey yapamam!” dedi. Rasûl-ü Ekrem ise bu hususun ilan edilmesinden önce ifşa edilmesini hoş görmediği için
“Ey Ali! Madem müslüman olmadın, bu ikimi
z arasında bir sır olarak kalsın” dedi. Böylece Hz. Ali o gece durdu. Sonra Cenabı Hak, Hz. Ali’nin kalbini İslâm’a açtı. Rasûlullah’a erken saatlerde geldi ve
“Ey Muhammed! Dün bana arzettiğin bir şey vardı. O neydi?” dedi. Rasûl-ü Ekrem
“Şahidlik edeceksin ki Allah’tan başka ilah yoktur, birdir ve ortaksızdır. Lat ve Uzza’yı inkâr edeceksin. Allah’a koşulan ortaklardan teberri edip, uzaklaşacaksın” diye cevap verdi. Hz. Ali bunları yaptı ve müslüman oldu.
Hz. Ali, Ebu Talib’den korktuğu halde, zaman zaman Rasûl-ü Ekrem’e geliyordu. İslâmiyet’ini gizli tuttu.[2]
- Habbet’ul-Urenî şöyle anlatıyor: Hz. Ali’yi gördüm, minberde gülüyordu. Bu gülüşünden daha fazla güldüğünü görmemiştim. Öyle güldü ki azı dişleri bile göründü. Sonra şöyle buyurdu:
“Ebu Talib’in sözünü hatırladım da ondan dolayı güldüm. Birgün ben, Rasûlullah ile beraber bulunuyordum ve Batnı Nahle denilen yerde namaz kılıyorduk ki, Ebu Talib bizim yanımıza vardı ve bize
“Ey yeğenim! Ne yapıyorsunuz?” diye sordu. Rasûl-ü Ekrem onu İslâm’a davet etti. Ebu Talib
“Sizin yaptığınızda bir zarar yok. Fakat benim mak’adım hiçbir zaman benden daha yüksekte olmayacaktır” dedi. Hz. Ali, babasının bu sözünü hatırladığı için gülmüştü. Sonra üç defa şöyle dedi:
“Yarabbi! Ben şu ümmette peygamberin müstesna benden önce sana ibadet eden hiçbir kulun olduğunu bilmiyorum. Ben insanların namaz kılmasından Önce namaz kıldım”[3]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Lat Taif’te Sakif kabilesinin putuydu. Sakifliler, Kureyşliler ve Araplar ona tazimde bulunurlardı. Hicretin 9. senesinde Taifliler müslüman olduktan sonra Rasulü Ekrem, Lat’ın yıkılmasını emretti ve yıkıldı. Uzza ise Kureyş’in Himyer’de bulunan bir putu idi. O yere Nahle denilirdi. En büyük puttu. Onu ziyaret ederler, kendisine hediyeler getirirler, kurbanlar keserlerdi.
[2] Bidaye, 3/24, (İbn İshak’tan)
[3] İmam Ahmed; Heysemi, 9/102; Ebu Ya’la, Bezzar ve Tabarani Mu’cem’ul-Evsat’da, Senedi Hasen’dir.
Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/52-53.
HAYATÜ´S SAHABE
- Allah (c.c.) Yolunda Güçlüklere Katlanma
- Allah İçin Savaşmak ve Zorluklara Katlanmak
- Allah Teâlâ’nın Hz. Peygamber’in Ashâbı Hakkındaki Âyetleri
- Allah'a ve Rasûlü'ne İtaat Hususundaki Ayetler
- Allah’a Davet Hususunda Vazifeli Olan Hz. Peygamber’in Cihad Etmekteki Israrı
- Amr İbn As ve Halid Bin Velid´in Müslüman Oluşu
- Ashâb-ı Kiram Hakkındaki Rivayetler
- Ashabın Kahramanlığı
- Ashabın Söz Birliğine Önem Vermeleri
- Büluğa Ermemiş Çocukların Biat Etmesi
- Bütün Ashabın Eziyetlere Göğüs Germesi
- Cihad Konusunda Gevşeklik Yapanların Kınanması
- Cihad Üzerine Bat Edilmesi
- Davet İçin Askeri Birlikler Göndermesi
- Davet İçin Fertleri Görevlendirmesi
- Davet Yolunda Çekilen Açlık
- Davet Yolunda Susuzluğa Açlığa Korkuya Elbisesizliğe Hastalığa Katlanmak
- Dinlemek ve İtaat Etmek Üzere Biat Edilmesi
- Ebu Hureyre ve Ümmü Suleym
- Ebu Talib Vefat Ettiğinde Hz Peygamber’in Kavmini İslâm’a Davet Etmesi
- Hicret Üzerine Biat Edilmesi
- Hudeybiye Barışının Yapılması
- Hz Ömer’in Mürtedlerin İslâm’a Dönmeleri Hususundaki Arzu ve Gayreti
- Hz. Ebu Bekir Zamanında Sahabelerin Daveti
- Hz. Ebu Bekir´in Cihada Teşviki
- Hz. Ebu Bekir, Ömer ve Mus´ab Bin Umeyr´in İslam´a Davetleri
- Hz. Ömer Zamanında Sahabelerin Daveti
- Hz. Ömer, Hz.Osman ve Hz. Ali´nin Cihada Teşvikleri
- Hz. Ömer’in Bir Rahibin Durumuna Ağlaması
- Hz. Peygamber Devrinde Sahabenin Savaşta Daveti