Galip Paşa Hadisesi
Galip Paşa Hadisesi
Heyet-i vükelâda yâni bu günkü tâbirle bakanlar kurulunda Mâliye nezaretine uhdesine almış olan Galip Paşa'nın görevinde şaşkınlık ve acziyet gösterdiğini ileri sürerek azlini ister ve şunları söyler: "Galip Paşa terbiyeli ve namustu bir zat olduğundan vükelâ heyeti kendisinden çok memnundur. Ancak; mâli işlerden ankyacak kapasitede olmaması hasebiyle azledilmesi gerekir" dedikten sonra yerine Yusuf Paşanın getirilmesini tavsiye etmiştir. Galip Paşa, Damad Mahmud Paşanın yakın arkadaşı olması hasebiyle Ayan azalığına getirilmesi şartıyla Yusuf Paşanın mâliye'ye getirilmesine irade çıktı. Bu seferde, Midhat Paşa Galip Paşa hakkında ithama giden bir metodla ayan üyeliğine alınamaz şeklinde mütalaada bulunurken esbab-ı mûcibesi şuydu: "Kâğıd para işleri çok karışık bir vaziyette yürüyor. Galip Paşa vükelâ meclisinde 95 binlirayı, 2 milyon 100 bin kuruşluk kâğıt paraya satın aldığını söyledi. Bu yüzden devlet hazinesini 30-40 bin-tira kadar zarara sokmuştur. Bu hesap öylece kalırsa mebu-san meclisinde de, bahis konusu edilmek ihtimâli vardır. Onun için zimmetini temize çıkarmadıkça Ayan meclisine alınması uygun olmaz" idi. Önce Galip Paşayı namus ve dürüstlüğüyle medh edip sonra zimmetle suçlaması bir tezat olmakla beraber, meclisi mebusanı ve mebusları iradeye karşı kullanabileceği vehmini de getirdi. Çünkü; iradei seniye Galip Paşanın ayân'a tâyinine dâir sözle sâdır oluyor fakat sad-riazam yerine getirmiyordu. Çorluluzâde Mahmud Celâleddin Paşa, kıymetli eserinin 238. sahifesinde şunları yazmaktadır:
"O sırada Midhat Paşanın konağına gittiğimde ben istifa edecek değilim. Padişah beni azledecekse etsin. Fakat bu defaki ayrılışım diğerleriyle kıyaslanamaz. Halk gelip beni euimden alarak sadrı azamlık koltuğuna oturtmak isteyecek, sonra iş zorlaşacak. Böyle bir durumla karşılaşmamak için işte şu çantada param var. bir de vapur kiralayacağım. Azledildiği-mi haber alır almaz, vapura binerek Midilli Adasına gidip oturacağım."tarzında saçma sapan beyanlarda bulunduğunu kayd ediyor. Biz bunu bir baş kaldın şeklinde telâkki ediyoruz. Çünkü; 2.Abdülhamid Hân gibi çok dikkatli ve herkesin değil bir sonraki adımını, bilmem kaçıncı hamlesini hesap eden bir şahsiyet sadrıazamın bu davranışından öyle senaryolar üretirdiki, insana yaratandan ötürü sevgisi olmasa idi, bu davranış sahibini açık veya gizli olarak tahtalı köye yollardı. Merhameti yüce bir şahsiyet olması Midhat Paşanın şansı olmuştur. Nitekim; Midhat Paşada bir kaç gün sonra makam-i sadarete gelmiş ve devlet işleriyle meşguliyete devam ederken Damad Mahmud Celaleddin ve Redif Paşalar, Çorluluzâde Mahmud Celaleddin Paşayı bir odaya çekip, Midhat Paşanın suyunun. ısınmayı aşıp, kaynadığını, padi-şahsa bir kaç iradesine rağmen Nâmık Kemâl Bey'i def etmemesine çok kızıp, üzerinden itimadını kaldırdı. Bunun çâresine bakmazsa, kendisi için iyi olmayacağını bildir, diye bana tenbihatta bulundular diyor Mirat-ı Hakikat yazarı. Yine şu sözlerle devam ediyor Çorluluzâde: "bu sözleri işittiğimde Midhat Paşa için kötü niyet peyda olduğunu hissetimden meclise girip durumu kendisine anlattım. cevabını verdi. Bunun üzerine Damad Mahmud Paşa, Midhat Paşadan sert sözler işiterek geri döndü. Müteakiben vükelâdan meseleye vakıf olanlar bir araya gelip ve Serasker, Redif Paşa münasip bir lisanla: diyerek Midhat Paşayı Saray'a gitmeğe ikna etti. Bunun ardında Damad Mah- mud Paşaya tezkire gönderip bir dâvetçi gelirse Midhat Paşa'nın saray'a gideceğini bildirdi."
"O sırada Midhat Paşanın konağına gittiğimde ben istifa edecek değilim. Padişah beni azledecekse etsin. Fakat bu defaki ayrılışım diğerleriyle kıyaslanamaz. Halk gelip beni euimden alarak sadrı azamlık koltuğuna oturtmak isteyecek, sonra iş zorlaşacak. Böyle bir durumla karşılaşmamak için işte şu çantada param var. bir de vapur kiralayacağım. Azledildiği-mi haber alır almaz, vapura binerek Midilli Adasına gidip oturacağım."tarzında saçma sapan beyanlarda bulunduğunu kayd ediyor. Biz bunu bir baş kaldın şeklinde telâkki ediyoruz. Çünkü; 2.Abdülhamid Hân gibi çok dikkatli ve herkesin değil bir sonraki adımını, bilmem kaçıncı hamlesini hesap eden bir şahsiyet sadrıazamın bu davranışından öyle senaryolar üretirdiki, insana yaratandan ötürü sevgisi olmasa idi, bu davranış sahibini açık veya gizli olarak tahtalı köye yollardı. Merhameti yüce bir şahsiyet olması Midhat Paşanın şansı olmuştur. Nitekim; Midhat Paşada bir kaç gün sonra makam-i sadarete gelmiş ve devlet işleriyle meşguliyete devam ederken Damad Mahmud Celaleddin ve Redif Paşalar, Çorluluzâde Mahmud Celaleddin Paşayı bir odaya çekip, Midhat Paşanın suyunun. ısınmayı aşıp, kaynadığını, padi-şahsa bir kaç iradesine rağmen Nâmık Kemâl Bey'i def etmemesine çok kızıp, üzerinden itimadını kaldırdı. Bunun çâresine bakmazsa, kendisi için iyi olmayacağını bildir, diye bana tenbihatta bulundular diyor Mirat-ı Hakikat yazarı. Yine şu sözlerle devam ediyor Çorluluzâde: "bu sözleri işittiğimde Midhat Paşa için kötü niyet peyda olduğunu hissetimden meclise girip durumu kendisine anlattım.
Sultan 2. Abdülhamid Han
- 2. Abdülhamid'in Tahta Çıkışı ve İcraatları
- 1293/1878 Harbi Kayıpları
- Ali Süavi Olayı
- Berlin Konferansı
- Bir İhtilafın Neşeti!
- Büyük Tatil Hakkında Mütalaa (Ayastefanos antlaşması)
- Dış Müdahale Var mı?
- Düyun-u Umumiye'nin Tesisi
- Edebiyat, Sanat ve Kültür
- Edirne Antlaşması
- Filibe Vakası!
- Galip Paşa Hadisesi
- Hatt-ı Hümayun
- Hayatımı Muhafaza Tedbiri
- Hilâl İle Haç Arasındaki Mücadele
- İkbal Eteğinin İdbar Tuzağına Kapılışı
- Kapitilasyon İlgaasına Teşebbüs
- Kıbrıs'ın İngilizlere Verilmesi
- Konferans ve Meşrutiyet'in ilanı
- Küçük Mehmed Said Paşa
- Mahkeme Kararları
- Meclis Müzakerelerinde Savaş
- Meclisi Mebusanın Açılması
- Mektep ve İlahiyat
- Meşrutiyet'in İlanı Merasimi
- Mithat Paşa'nın Mahkemesi
- Mithat Paşanın Azli
- Osmanlı - Rus Savaşı (1293-1877)
- Osmanlı - Rus Savaşının Anadolu Cephesi
- Padişah ile Görüşme