Uzun Hasan İle Otlukbeli Savaşı

Uzun Hasan İle Otlukbeli Savaşı

Uzun Hasan'ın hemen üzerine gidilmesini düşünen Yüce Fatih sadrazamlığa yeniden Mahmud Paşa'yı tayin etmişti. Mahmud Paşa, durumu görüyor, Yıldırım Bayezid Hz.ierinin başına gelen Ankara Savaşı mağlûbiyeti daima önünde ör­nek vazifesi ifa ediyordu.

Sultan Fatih derhal orduyu hümayunu harekete geçirip gururundan ne yapacağını şaşıran, bir İslâm devleti olan Os­manlı'ya karşı, Papa ve Hıristiyan devletlerle anlaşma zemini arayan bu adama ki, daha evvel annesi Sara Hatunla selâm­lar dahi göndermişti. Şimdi ona hemen haddini bildirmek is­tiyordu.

Anadolu Beylerbeyi Davut Paşa, Anadolu askerini yanına bir miktar Rumeli hafif süvari askerinden alarak Sultanın em­riyle Konya'da bulunan ve Üzün Hasan'ın her an taarruzuna uğraması muhtemel Şehzade Mustafa Sultan ve onun lalası Gedik Ahmed Paşa'nın yardımına gönderildi.

Hakikaten Clzun Hasan da bir ordu tertib ederek başlarına oğlu Yusuf ve Zeynel mirzaların yanına asıl kumandan olarak Mehmed Bakır Mirza tayin olunmuştu. Karamanzâde Pir Ah­med Bey ve Kasım bey de bu orduda yer almışlardı.

Şehzade Mustafa Sultan, bunları kemali metanetle karşıla­dı. Sultan Fatih Hazretlerinin gönderdiği kuvvette yetişmiş olduğundan bu metanet daha da ziyadeleşmişti. Kıreli gölü civarında büyük bir savaş oldu. Osmanlı ordusu savaşı ka­zandı. Mehmed Bakır Mirza dahi ölüler arasındaydı.

Kara-manzâdeler ise firara muvaffak oldular. Hicrî 877/Milâdî 1473

Bu savaştan sonra orduyu hümayun bir nefes almış oldu. Şark hududuna doğru tam bir emniyet içinde yürümeğe baş­ladı. Rumeli askeri Gelibolu Boğazından geçerek Yenişe­hir'de toplandılar. Resmî geçid yaparak ahaliyi İslâmiyyenin moralini takviye etme başarısını gösterdiler. Ve tekrar yürü­yüşe devam ettiler. Şehzade Mustafa Sultan ve Şehzade Ba­yezid Hazretleri de şanlı askerleriyle birlikte orduyu hümayu­na iltihak ettiler. Sivas'a gelince burada bir müddet dinlenip, eksiklikler tamamlandı. Bu arada Rumeli Beylerbeyliğine ta­yin olunmuş bulunan Murad Paşa, seyyar bir müfreze ile ön­den Erzincan'a doğru gönderildi.

Üzün Hasan'a gelince Fırat kenarında sağlam bir mevki tutmuştu. Sadrazam Mahmud Paşa ve Mihaioğlu Ali Bey'in tembihlerine rağmen Has Murad Paşa, üzün Hasan kuvvetle­rine hücum etti fakat bu bir taktik hatasıydı ki, maalesef bu hatanın neticesi başta Rumeli Beylerbeyi Has Murad Paşa ol­duğu halde bu seyyar müfrezenin mücahidleri şehadet şer­betini içtiler. Bazı tarihlerde bu Has Murad Paşa'nın Bizans'ta ihtida edenlerden olduğunu söyleyen satırlara rastlanmakta­dır. Bu hücumun yapılmaması icab ettiğini söyleyen bu ta­rihler askeri ile beraber şehyd düşen bu paşayı istihfamla anar bir duruma getirmiş olduklarının farkında olmalıdırlar. Biz şeriatı İslâmiye mertebesinde bu meseleye düşmanla sa­vaşarak şehadet şerbetini içmiş bu askerlerin başlarında ku­mandanlar Has Murad Paşa olarak bir şehidler zümresi sayıp kendilerine Allahtan rahmet dilemeyi lüzumlu görürüz. Niy-yetleri ancak âlemlerin Rabbi bilir, üzün Hasan bu ön savaş­ta, Meşhur Turhanzâde Ömer bey ve bazı ileri gelen süvari birlik komutanlarını huzurunda esir olarak görünce şu ham hayalini dile getirdi. «Bu seyyar müfreze Rumeli süvarisidir. Bu süvariler Osmanoğlu ordusunun bel kemiğidir. Ben bu kemiği kırdım. Osmanoğlunun artık bana mukavemete me­cali kalmamıştır. Bundan böyle Rumeli saltanatı, ile devleti Kayseriyye artık benim olacaktır.» dedi.
Top