Yine Karamanoğlu
Yine Karamanoğlu
Konya hakimi Karamanoğlu hanedanın başında bulunan Karamanoğlu İbrahim bey; Selefi Mehmed Bey'in söylediği gibi «Bizim Osmanoğluyla olan düşmanlığımız mezara kadardır» düsturuna bağlı bir adamdı. Ne umduysa kendi malumudur. Bermutad isyana kalktı. MenteşeoğlUj Germiyanoğlu, Aydınoğlunu da bu isyana teşvik etmişti.
Ne varki İbrahim bey suçu unutmuştu. Genç padişah çok enerjik, kararlı ve büyük İşler yapacak meziyetlerle mücehhez bir sultandı. Derhal anadolu Beylerbeyi İshak Paşa'ya orduyu seferber edip hedefin Karamanoğlu olduğunu bildiren fermanını gönderen Padişah, kendisi de çabucak hazırlandı.
Karamanoğlu İbrahim Bey, kısa zamanda kuvvetli bir orduyu karşısında bulacağını tahmin etmediğinden, ayrıca kendisine Anadolu'da taraftar olabilecek bir kuvvet bulamadığından derhal aman diledi.
Sultan 2. Mehmed; selefleri gibi bu fitneye yumuşak kalma niyetinde değildi. O işi kökünden halletmek istiyordu. Fakat merhum babası vasiyyetinde; İki Cihan Serveri Efendimiz (s.a.v.)'in tebşiratına nail olması için yetiştirdiği oğlunu il işinin mutlaka Kostantaniyye (İstanbul'nin hesabını görmesi olmasını hassaten belirtmişti.
Derler ki;
Cenab-ı Hakk'ın sevgili kulu Murad-ı Sâni Hz.leri, zamanının büyük velisi, Hacı Bayram Veli Hz.leriyle sohbet ederlerken, bu mübarek zat'tan, Hazreti Padişah Kostantaniyye için sual eder ve der «Sultanım; acaba bu fetih bize nasib olmaz mı?» Gelen cevaba bakınız: «Bu beldenin fethini ne siz ne de ben vücudu fanî'mizle göremeyiz. Bize denir ki; şu oynayan çocuk ile kapuda dikili bizim köse'ye nasibtir.»
Evet oynayan çocuk 2. Mehmed ile kapuda dikilen Ak-şemseddin'den başkası değildi.
Sultan 2. Murad, vasiyyetine koyduğu fetih meselesinde her halde bu tebşirata da istinat ediyordu.
Bizans Kayseri de bu sırada bir münasebetsizlik edip yanında bulunan Şehzade Orhan Sultana verilmekte olan tahsisatın arttırılmasını, isteği yerine getirilmezse Orhan Sultanı salıverip, devletin başına mesele çıkaracağı tedidini savurmuştu.
Kayser yapmış olduğu bu teklifle, Sutan 2. Mehmed'e büyük bir fırsat tanımış oluyordu. Çünkü Kostantaniyye'yi feth etmekten başka bir düşünceye öncelik tanımayan Padişah; tahta geçişi sırasında heyet gönderen ve iyi münasebetler içinde olmayı temenni eden Kostantin Dragezes'in yakasına, kudretli parmaklarını nasıl geçireceğini düşünen buna vesile arayan Sultana bu teklif nefis bir bahane olmuştu.
Ne varki İbrahim bey suçu unutmuştu. Genç padişah çok enerjik, kararlı ve büyük İşler yapacak meziyetlerle mücehhez bir sultandı. Derhal anadolu Beylerbeyi İshak Paşa'ya orduyu seferber edip hedefin Karamanoğlu olduğunu bildiren fermanını gönderen Padişah, kendisi de çabucak hazırlandı.
Karamanoğlu İbrahim Bey, kısa zamanda kuvvetli bir orduyu karşısında bulacağını tahmin etmediğinden, ayrıca kendisine Anadolu'da taraftar olabilecek bir kuvvet bulamadığından derhal aman diledi.
Sultan 2. Mehmed; selefleri gibi bu fitneye yumuşak kalma niyetinde değildi. O işi kökünden halletmek istiyordu. Fakat merhum babası vasiyyetinde; İki Cihan Serveri Efendimiz (s.a.v.)'in tebşiratına nail olması için yetiştirdiği oğlunu il işinin mutlaka Kostantaniyye (İstanbul'nin hesabını görmesi olmasını hassaten belirtmişti.
Derler ki;
Cenab-ı Hakk'ın sevgili kulu Murad-ı Sâni Hz.leri, zamanının büyük velisi, Hacı Bayram Veli Hz.leriyle sohbet ederlerken, bu mübarek zat'tan, Hazreti Padişah Kostantaniyye için sual eder ve der «Sultanım; acaba bu fetih bize nasib olmaz mı?» Gelen cevaba bakınız: «Bu beldenin fethini ne siz ne de ben vücudu fanî'mizle göremeyiz. Bize denir ki; şu oynayan çocuk ile kapuda dikili bizim köse'ye nasibtir.»
Evet oynayan çocuk 2. Mehmed ile kapuda dikilen Ak-şemseddin'den başkası değildi.
Sultan 2. Murad, vasiyyetine koyduğu fetih meselesinde her halde bu tebşirata da istinat ediyordu.
Bizans Kayseri de bu sırada bir münasebetsizlik edip yanında bulunan Şehzade Orhan Sultana verilmekte olan tahsisatın arttırılmasını, isteği yerine getirilmezse Orhan Sultanı salıverip, devletin başına mesele çıkaracağı tedidini savurmuştu.
Kayser yapmış olduğu bu teklifle, Sutan 2. Mehmed'e büyük bir fırsat tanımış oluyordu. Çünkü Kostantaniyye'yi feth etmekten başka bir düşünceye öncelik tanımayan Padişah; tahta geçişi sırasında heyet gönderen ve iyi münasebetler içinde olmayı temenni eden Kostantin Dragezes'in yakasına, kudretli parmaklarını nasıl geçireceğini düşünen buna vesile arayan Sultana bu teklif nefis bir bahane olmuştu.
Fatih Sultan Mehmed Han
- Fatih Sultan Mehmed Han'ın Tahta Geçişi
- 12 Nisan Bombardımanı
- Adaların Fethi
- Ak Şeyhin Kerameti
- Avrupa'da Rönesans ve Reform
- Avrupayla Büyük Savaş Silsilesi
- Batı ve Güney Avrupa Devletleri Ahvâli
- Beklenmeyen Elçi
- Belgrad Muhasarası
- Bizans'a Yardım
- Boğaz Kesen Hisarı'nın İnşaası
- Boğdan İsyanının Bastırılışı
- Çandarlı Halil Paşa
- Çirkin İftira
- Donanmaya Engel Zincir
- Edirne'de Olanlar
- Edirne'den Çıkış
- Fatih Sultan Mehmed'in Hanımları ve Çocukları
- Fetih'de Osmanlı Donanması
- Gemilerin Karadan Yürütülmesi
- Haliç Ağzındaki Tedbir!
- Hristiyanların Reformu
- İstanbul'un Fethi Üzerine Ecnebi Hezeyanlar!
- Jan Jüstinyâni
- Karaman İlhakı
- Kati ve Son Hücum
- Merkad-i Fatihi Ziyaret'in Şerhi
- Merkad-i Fatih'i Ziyaret
- Mora'nın Fethi
- Osmanlı - Venedik Deniz Savaşı