Bozcaada Meselesi

Bozcaada Meselesi

Bozcaada'nın; Venediklilerde olması veya Cenevizlilerde olması Osmanlı politikası açısından pek fazla önem taşıma­makla beraber Venedik'te olması, Cenevizliler de olmasından daha zararlıydı. Nitekim; 1376'da Ceneviz donanması Boz­caada önüne geldi. Karaya çıktılar. Buradaki sürgün olan Bi-zans'lı Andronik'i kurtardılar. İstanbul'a taşıdılar ve impara­tor ilân ettiler. Bozcaada, bu sefer üzerinde sürgün yaşaya­cak olan Yuannis oğlu Manuel'in imparatorluğunu yâd ede­ceği günlerini geçirmek üzere misafir ediyordu. Cenevizlile­rin, Bozcaada dolaysıyla Venediklilere yaptığı bu baskında kafi olarak var olan fakat pek ortada görülmeyen Osmanlı muaveneti, adayı üs olarak kullanacak olan Cenevizlileri 1. Murad'a minettar kalmalarını sağlamıştı.

Târih 1379'a geldiğinde ise; Venedik de bu sefer Bozcaada üstüne yüklendi ve sürgün Yuannis'i İstanbul'a getirip tekra-ren tahtına oturttu. Fakat; Andronik'e sürgün yeri olarak bu seferada değil, Serez lâyık görülmüştü. Sultan 1. Murad için Bozcaadanın el değiştirmesi Önemli değildi çünkü birbirlerine hasımlığı süren iki kuvvet vardı, üstelik işler yeniden başla­mıştı ki buda bir karışıklıktı. Hasım tarafın karışıklık yaşama­sı diğer taraf için daima nisbeten rahat nefes alma şansı meydana getirir. Ne vardı ki burada, babalar, yâni Andronik ile Savcı Bey'in babaları kendilerine karşı ittifak eden oğulla­rının, isyanına muhatap oldular. Târih de "Serez Olayı" diye anılan bu isyanın 1. Murad tarafına düşeni oğlu Savcı Bey'i katlettirmesi olduki tabii ki bundan çok mükedderdi. Ancak böyle sert davranmasının esbabı, bu müttefikane yapüan is­yan sadece başkaldırmak şekli içinde geçmeyip, silah ve as­ker kullanılması meydana gelen çatışmalarda can kaybının bulunması hükm-ü İslama tamamen uygun olarak tatbikiydi.

Andronik'in ise gözlerine mil çekilerek ama edilmesi oldu. Bizans bu olaydan sonra ancak yetmiş yıl daha hayat süre­bildi oldukça cansız olarak. Şehzadeyi öldüren iradeyi Os­manlı devletine beşyüzkırkiki yıl daha yaşama şansı verdiği­ni görüyoruz. Üzüntüyü soracak olursanız, şâir ne demiş: "Söyleyin anam'a, anam ağlasın/babamın oğlu var beni neylesin" Böyle bir dizeyi gazellerimizde ve uzun havaları­mıza hediye eden şâir yalan mı söylüyor?!! Anlayış meselesi ve katlanabilme gücü, standprd olmaz. Öyle değilmi efen­dim?
Top