İki Tarihçinin Fikir Müsademesi
İki Tarihçinin Fikir Müsademesi
İki Tarihçinin Fikir Müsademesi Düzmece Nazariyesi İflâs Etmiştir
Fatih Sultan Muhamed'in Dedesi hakkında Bay İsmail Hamiye karşılık
İki Tarihçinin Fikir Müsademesi
Türklük mecmuasının 4.cü sayısında Osman Gazinin nesebi hakkında bir yazı vardı. İsmal Hami Danişmend, makalede Akşehir kasabasında bulunan bir Çeşme kitabesini ele alarak diyor ki:
Fatih zemanında kendi adına kazılan bu kitabenin delâletine göre Müşarünileyhin dedesi Çelebi Sultan Mehmed değil Düzmece Mustafadır.
Heman ilave edeyimki muharir bizzat Akşehire kadar giderek bu kitabeyi yerinde tedkik etmemiş ve hattâ bunun ilmî bir zaruret olduğunu duymamıştır bile.
Hiç olmazsa Fotoğrafisini getirerek onu incelemesi gerekirken bunu dahi düşünememişdir. İsmail Haminin dayandığı yegâne vesika Müsteşrik Cl. Huart in "Konya-Sema'zen Dervişlerin Şehri" kitabında sahife 117'de bulunan işbu çeşme kitabesinin Fransızca tercemesidir. Halbuki Huart'in Küçük Asya arabca kitabeleri adında başka bir eseri daha vardirki bu kitabe orada arabca metin ve Fransızca tercemesiyle birlikde rnevcuddur. Lâkin !.H. onu da maalesef hiç işitmemiş olacakki en ufak iymada bile bulunmıyor.
Tek sözle, masa başında hazırlanmış yarım bir yazı, fakat kocaman ve fevkalade bir iddia. Makale bu işlerle ilgili olanlarda hayret bende dahi esef uyandırdı, Akşehire arkadaşım Dr. Azize yazarak fotoğrafileri getirttim, tedkik ettim, muhari-rin iddiası hilafına olarak Musa adı ile Murad adı arasında oğui anlamına gelen tek bir söz yok, fakat buna mukabil Mustafa adından evvel Bisa'yi kelimesi kazılmış. Bu mühim vesikayı bir makale halinde Cumhuriyet gazetesinin 22/7/1939 günlü sayısında neşrettim.
Bu alanda kendini biricik atlı sanan muharrir, dehşetli inkisarı hayale uğramış, üst perdeden atıb savuran bir yazı ile bana 28/7/39'da cevab verdi. Bu yazısında ilmin istifade edeceği bir söz bile yok. Ben yazımda Arabcadaki i'rab kusurlarımın affını niyaz etmiştim. «Kişi noksanını bilmek gibi irfan oîmaz!» nüktesinin gafili, bunu aleyhimde bir silâh oa-rak kullanılmış. Fakat bu makalemde, onun bu kesmez kih-cını değil, bilgi ve soğuk kanlılığın süngüsünü istimal edeceğim ve hükmü onun yazısını, bu makaleyi okuyacak münevver insanlara bırakacağım.
Türk İlmini indifikten kurtarmak ve ona yakışan ağır başlılığı vermek lâzımdır.
Feridun Nafiz Üzlük
Fâtih'in Nesebi.
Fatih Sultan Muhamed'in Dedesi hakkında Bay İsmail Hamiye karşılık
İki Tarihçinin Fikir Müsademesi
Türklük mecmuasının 4.cü sayısında Osman Gazinin nesebi hakkında bir yazı vardı. İsmal Hami Danişmend, makalede Akşehir kasabasında bulunan bir Çeşme kitabesini ele alarak diyor ki:
Fatih zemanında kendi adına kazılan bu kitabenin delâletine göre Müşarünileyhin dedesi Çelebi Sultan Mehmed değil Düzmece Mustafadır.
Heman ilave edeyimki muharir bizzat Akşehire kadar giderek bu kitabeyi yerinde tedkik etmemiş ve hattâ bunun ilmî bir zaruret olduğunu duymamıştır bile.
Hiç olmazsa Fotoğrafisini getirerek onu incelemesi gerekirken bunu dahi düşünememişdir. İsmail Haminin dayandığı yegâne vesika Müsteşrik Cl. Huart in "Konya-Sema'zen Dervişlerin Şehri" kitabında sahife 117'de bulunan işbu çeşme kitabesinin Fransızca tercemesidir. Halbuki Huart'in Küçük Asya arabca kitabeleri adında başka bir eseri daha vardirki bu kitabe orada arabca metin ve Fransızca tercemesiyle birlikde rnevcuddur. Lâkin !.H. onu da maalesef hiç işitmemiş olacakki en ufak iymada bile bulunmıyor.
Tek sözle, masa başında hazırlanmış yarım bir yazı, fakat kocaman ve fevkalade bir iddia. Makale bu işlerle ilgili olanlarda hayret bende dahi esef uyandırdı, Akşehire arkadaşım Dr. Azize yazarak fotoğrafileri getirttim, tedkik ettim, muhari-rin iddiası hilafına olarak Musa adı ile Murad adı arasında oğui anlamına gelen tek bir söz yok, fakat buna mukabil Mustafa adından evvel Bisa'yi kelimesi kazılmış. Bu mühim vesikayı bir makale halinde Cumhuriyet gazetesinin 22/7/1939 günlü sayısında neşrettim.
Bu alanda kendini biricik atlı sanan muharrir, dehşetli inkisarı hayale uğramış, üst perdeden atıb savuran bir yazı ile bana 28/7/39'da cevab verdi. Bu yazısında ilmin istifade edeceği bir söz bile yok. Ben yazımda Arabcadaki i'rab kusurlarımın affını niyaz etmiştim. «Kişi noksanını bilmek gibi irfan oîmaz!» nüktesinin gafili, bunu aleyhimde bir silâh oa-rak kullanılmış. Fakat bu makalemde, onun bu kesmez kih-cını değil, bilgi ve soğuk kanlılığın süngüsünü istimal edeceğim ve hükmü onun yazısını, bu makaleyi okuyacak münevver insanlara bırakacağım.
Türk İlmini indifikten kurtarmak ve ona yakışan ağır başlılığı vermek lâzımdır.
Feridun Nafiz Üzlük
Fâtih'in Nesebi.
Sultan Çelebi 1. Mehmed
- Adil Mahkeme Şeriattedir
- Anadolu'nun Durumu
- Avrupa'ya İlk Elçi Gönderilmesi
- Bir Kaza
- Bozcaada Meselesi
- Çamurlu Ova Savaşı
- Çelebi Sultan Mehmed'in Hanımları ve Çocukları
- Düzmece Nazariyyesi İflas Etmiştir
- Fetret Devri
- Hedefe Son Yürüyüş
- İki Tarihçinin Fikir Müsademesi
- Musa Çelebi'nin Saltanatı
- Müslüman Samsun'un Fethi
- Osmanlı ve Denizler
- Osmanlılardan Önceki Yerleşimler
- Sultan Çelebi Mehmed Hazretlerinin Vefatı
- Sultan I. Mehmed Çelebi Devri
- Sultanın Anadolu'ya Seferi
- Süleyman Çelebi
- Süleyman Çelebi'nin Sonu
- Şeyh Bedreddin Ayaklanması
- Yıldırım Bayezid'in Deniz Hareketleri