İki Taraf Ordularının Başkumandanlarının Biyografileri

İki Taraf Ordularının Başkumandanlarının Biyografileri

Osmanlı ordusunun başkumandanı bulunan ve bu seferde sadrıazamlıkla birleşen serdarıekrem, unvanlı Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşanın tercümei hâlini vererek bu bölüme baş­layalım. Bu eserden daha geniş malumatı, Kamusül âlâm ve Tarihi Râşid'den elde edebilirsiniz. Fâzıl Ahmed Paşa, Os­manlı devleti vükelâsından meşhur Köprülü Mehmed Paşa­nın büyük oğludur, h. 1072/ml661 senesinde Köprülü Meh­med Paşanın husule gelen vefatı ve yine merhum sadrıaza-mın vasiyeti üzerine fazileti ve irfanı göz önüne alınarak vezi­riazam olarak nasbedildi. Osmanlı devletinin hayatiyetini ih­yada büyük hizmeti geçen merhum sadrıazam Köprülü Meh­med Paşa oğlu Fâzıl Ahmed Paşa sadarete tâyin oluşundan bir sene sonra 1073/1662'de Avusturya seferine çıkmıştır. 1075/1664 Morava civarında bir kaç tane mühim kaleyi zap-tetmiştir. Daha sonra San Gotar savaşını yapmıştır. 1077/1666dan 1080/1669 tarihine kadar yâni üç sene için­de, yapmış olduğu çalışmalar ile savaş ilminde büyük başa­rılara imza atan. bir ordu yetiştirerek bütün dünyanın bildiği ve bazı avrupa askeri mekteplerinde öğretilmekte olan ders mahiyeti taşıyan Kandiye Kalesini.muhasarası, daha sonra­da bu kaleyi cesur ve kahraman askerleriyle kılıcına râm ey­lemiş yirmiüç sene süren kuşatmayı zaferle taçlandırmıştır.

Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşa bu kalenin fethinden dön­dükten sonra 1083/1672'de ise Lehistan seferine gitmiştir. Lehlilerin hayrete düşmelerine sebeb olacak hâli ihdas et­miştir. Lehistan bir defaya mahsus seksenbin ve her sene içinde yirmişerbin altun vergi vermek şartıyla sulha bağla­mıştır. (İstidrad: Lehli'ler sadrazamın bu davranışından bü­yük üzüntüye düştüler. Ne var ki aradan on sene geçtikten sonra Fâzıl Ahmed Paşa ailesinin damadlanndan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Viyana'yı muhasaraya aldığında bu Lehli­lerin, meşhur krallarından Jan Sobiyeski'nİn komutasındaki birliklerle, daha on sene önce aynı aileden biriyle imzaladık­ları sulh antlaşması hükümlerinden yüz çevirerek Avusturya ile anlaşarak Osmanlı muhasara kuvvetlerine taarruza geçe­rek, Osmanlı yenilgisini getirebilecek darbeyi vurmuşlardır.

Gaazi olarak anılsa seza olan Fâzıl Ahmed Paşa nice nice vazifelerde büyük liyakat gösteren, padişahının ve devleti âlî'yenin şanına şân katan, vezir oğlu vezir, devlet işlerinde vücudunu helak edercesine verdiği hizmetler esnasında 1087/1676'da diğer bir tâbirle, San Gotar muharebesinden, oniki sene sonra fâni dünyadan, hakiki dünya'ya göç etmiş­lerdir. (Allanın geniş bulunan rahmeti üzerine otsun)

Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşanın vefatından sonra, Köp­rülü Mehmed Paşanın evlâdı mâneviyesi, daha sonra da da­madı olan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa kendisine halef ol­muştur. Kara Mustafa Paşa, Fâzıl Ahmed Paşa ile birlikte bü­yümüş ve devlet hizmetinde daima onunla birlikte bulun­muştur. Özellikle Kandiye muhasarasında hemen maiyetinde bulunurken, San Gotar savaşı esnasında kaimakamlıkda is­tihdam olunmuştur. Kara Mustafa Paşa, Fâzıl Ahmed Paşa­nın verdiği ve halleri kolay olmayacak işleri büyük bir liyakat ve vukufla becermiş, cesur bir kimse olarak da Kandiye ka­lesi önlerinde kemâle getirilen muhâs,ara usulünü, kendisi sadaret makamına yükseldikten daha sonralanda yaptığı Vi­yana kuşatmasında tatbike koymuştur. Fâzıl Ahmed Paşanın vefatından altı sene sonra yâni 1093/1682 tarihinde Viyaca üzerine yürürken, kaleyi ele geçirmeye ramak kalmışken ri­vayete göre son derece kibirli olması teşebbüsler bakımın­dan nakıs kalmasına ve bazı işlerde başarısızlığa uğramasına sebeb olmuştur. Eğer Fâzıl Ahmed Paşa bir müddet daha ya­şayıp, Kara Mustafa Paşanın hattı harekâtını tatbik etseydi, Osmanlı hududuna pekde yaklaşmış olan Viyana kalesi hiç şüphe olmasın bu zâtıâlikadir tarafından zapt edilecekti. Şa­yanı dikkatdir ki; Kara Mustafa Paşa'dan sonra da, mevkii iktidara geçen Köprülü hanedanına mensup olan zevat, din ü devlete, padişahına büyük bir sadakatle hizmetler vermişler­dir. Buna bağlı olarak da çok büyük şöhret ve nâm kazan­mışlardır. Bunlar her bir işinde Fâzıl Ahmed Paşanın takip eylediği hizmeti ve usûlü kendilerine düstûr eylemişlerdir. Böylece Osmanlı tarihinde pırıltılı yerlerini almışlardır. Alla-hın rahmeti üzerlerine olsun.

Raymond Kont Montekukuli; 1608 yılında doğmuştur. 1681'de Sangotar savaşından onyedi sene sonra ölmüştür. Kont Montekukuli'yi Avusturya devletinin en meşhur, en usta -kumandanlarının arasında görüyoruz. Yazmış bulunduğu as­keri eserinde, bizim harb fennimizle alakalı hususlardaki ma-kaleleriyle, özel bir yeri vardır. Dondömalfi unvanını almış olan Montekukuliyi evvelâ topçu sınıfında vazife almış görü­yoruz. Miralay rütbesiyle otuz sene savaşlarının ikinci kıs­mında hazır bulunmuş 1657 yılında mirlivalık rütbesine yük­seltilmiştir. İsveçlilerle yaptığı savaşlarda pek büyük başarı­lar göstermiştir.

1661 yılından sonra Osmanlılar ile savaşmakta olan ordu­ya kumandan tâyin edilmiştir. Avusturya'ya çok büyük hiz­metlerde bulunmuş Osmanlılarla yapılan sulh antlaşmasın­dan sonra imparator sarayında toplanan, harp meclislerine başkanlık etme görevine getirilmiştir.

Montekukuli, Avusturya devletinin Fransa ile yaptığı harp­te, bilhassa 1675 senesinde Fransızların meşhur mareşali, Toren'e karşı yapmış olduğu savaşlarda, Avusturya ordusu­na tam bir ustalıkla komuta etmiştir. Son seferden sonra Lins şehrine çekilerek ömrünün geri kalan kısmını askerlik hatıra­larını yazmakla geçirmiştir. Esere ve yazdıklarına dair geniş malumat almayı arzu edenlere, meşhur askeri yazarlarımız­dan merhum Mehmed Tahir beyefendinin "Müellifatı Askeri­ye Tedkikatı" adlı askeri eserler arasında, nefâsetiyle tema­yüz eden kitaba müracaat edebilirler. Montekukuli'nin San Gotar savaşına ait bilgileri ihtiva eden "Memovar"ında Mon­tekukuli'nin bir resmi bulunup, alt yazısında Meclisi Harp re­isi, Tophane müşiri, Raab Valisi ve asakiri imparatoriye baş­kumandanı olarak unvanları yer almaktadır. Tovassun Şöval­yeliği, unvanları arasındadır.
Top