Ahmak Sadrıazam
Ahmak Sadrıazam
Aman Kadı efendi padişah daha hafif şeyler için bile idam emreder, sizi sağ komaz, üstelik babanız şeyhülislâm efendi hz. leri böyle isteklere hep boyun eğer diyerek, Kadı Mehmed efendiye gözdağı vermek istedi. Kadı efendi ise: Babam mevkiini muhafaza etmek için bu rezalete katlanıyor. O, kendisinin bileceği iş. Ben şu aba ve külah ile her yerde hürriyet içinde yaşarım. Hem siz ne için bu kadar telâş ediyorsunuz? Eğer padişahla konuşma neticesinde onu ikna edebilir isem padişahımız hayırlı dualar alır, ben de onun sevabından his-seyâb olurum! İdam ettirirse, şehid olurum ki bu canıma minnetdir görevden azleder ise serbest olurum. Yarın öbür-gün batacak hâle gelen bu şehirden, uzaklaşır ve şimdiye kadar işlediğim günahlardan rabbime af için yalvarırım. İşte yukarıdaki mükâlemenin neticesi bilinmiyor. Yalnız şurası muhakkak ki, bir kadı efendi ilmi ile âmil olarak faziletle cesareti medeniyesini terkip ederek yaptığı teşebbüsle adını tarihin silinmez hafızasına ve sayfalarına yazdırmış oluyor.
Bu sırada aynı mealde bir protesto da Ağa kapısında cereyan etmekteydi. Girid'den henüz dönmüş olan ve orada büyük takdirlere lâyık yararlıklar göstermiş bulunan, Yeniçeri generallerinden Kara Murad Ağa; defterdar'dan gelen bir memurun kendisine okuduğu talebi dinledikten sonra memura: Defterdar efendiye benden selâm söyle bende per-dahtlık barut ve yağlı kurşun var. Anberdi, samurdu bunu el-xden işitiriz. Para der iseniz, ihtiyacımızı borç alarak gideririz. Dedi. Memur ise: Efendimiz! ben bunları âmirime nasıl söylerim? Sorusunu yöneltince Kara Murad Ağa: Adam olursan söylersin. Hem bilmezmisin elçiye zeval olmaz, diye bir bağırdı ki, adam hazan yaprağı gibi sallanmıştı.
Bu sırada aynı mealde bir protesto da Ağa kapısında cereyan etmekteydi. Girid'den henüz dönmüş olan ve orada büyük takdirlere lâyık yararlıklar göstermiş bulunan, Yeniçeri generallerinden Kara Murad Ağa; defterdar'dan gelen bir memurun kendisine okuduğu talebi dinledikten sonra memura: Defterdar efendiye benden selâm söyle bende per-dahtlık barut ve yağlı kurşun var. Anberdi, samurdu bunu el-xden işitiriz. Para der iseniz, ihtiyacımızı borç alarak gideririz. Dedi. Memur ise: Efendimiz! ben bunları âmirime nasıl söylerim? Sorusunu yöneltince Kara Murad Ağa: Adam olursan söylersin. Hem bilmezmisin elçiye zeval olmaz, diye bir bağırdı ki, adam hazan yaprağı gibi sallanmıştı.
Sultan İbrahim Han
- Ahmak Sadrıazam
- Cinci Hoca Gözden Düşüyor
- Darbei Hükümet
- Daye'nin Çocuğu
- Devrin Devlet Adamları
- Fecai'i İbrahim'iye
- Girid Ahvali
- Girit Üzerine Bir Etüd
- Hanya Feth Olunuyor
- Hezarpare Ahmed Paşa Sadareti
- İbrahim Paşa İsyanı
- İstanbul'da Yangın Ve Tufan
- Osmanlı Tahtına Varis
- Ölüm Hücresi
- Padişahın Direnmesi
- Sadrazam Salih Paşa'nın Katli
- Sadrazam Silahdar Çeşmesi
- Sadrıazamın İdamı
- Saray'ın Vaziyeti
- Sultan İbrahim Devrs Deniz
- Sultan İbrahim Tahta Oturuyor
- Sultan İbrahim'in Hanımları ve Çocukları
- Sultan İbrahim'in Sonu
- Sultanzade Semin Mehmed Paşanın Sadareti
- Şer'den Hayr'a
- Şiddetli ve Manidar Bir İtiraz
- Talihsiz Seyahat
- Turhan Sultan Şanslı İnsan
- Varvar Ali Paşa İsyanı
- Vefa Ehli Zor Bulunur