Sultan İbrahim'in Sonu
Sultan İbrahim'in Sonu
Sultan 4. Mehmed'e biatlarını yerine getiren devlet adamları cemmi gâfir halinde Saray'ın Harem dâiresine sellemü-sellem dalışa geçtiler. Bu yakışıksız hâl; Genç Osman, 4. Murad devrindeyken bile olmamıştı. Bostancıbaşı bu kafilenin önüne düşmüş, şeyhülislâm, sadrıazam ve ulema arkalarından destursuz yürümekteydiler. Sultan İbrahim'in etrafını kadınlar almış ellerini eteklerini tutuyorlar, bir tarafa kıpırdamasına fırsat vermiyorlar idi. Şüphesiz ki bu davranışları padişaha yardımcı olmak, ona gelebilecek bir saldırıya sed olmak niyetini taşıyordu. Hızla yürüyen kafile aniden karşısında Sultan İbrahim'i buldu. Bostancıbaşı Padişahım! Ulema ve ayanın kararlan var. Siz artık içeriye buyrunuz. Dediğinde: Sultan İbrahim Bre hâinler, pezevenkler, Allah'dan korkmaz kâfirler! Bu ne işdir? Ben; herbirİnizi ihsanlarıma gark etme-dimmi şimdi isteklerinize uymadığım içinmi bana ihanet ediyorsunuz. Ben padişah değilmiyim? Kararınızı kabul etmiyorum, red ediyorum, defolup gidiniz, irademe itaat etmeyen hâin ve kâfirdir. Bu salvolar karşısında; heyetin içinden yine bir kişinin cevap veren sesi yükseldi. Bu sesde Karaçelebizâ-de Aziz efendiye aitti. Tarihçi Nâima şöyle naklediyor:
"Aziz efendi o mecliste büyük cür'et gösterip, padişaha yapılacak hürmete mugayir pekçok söz söyledi şöyleki" Hayır padişah değilsin. Din ve şeriata mugayir pek çok iş yaptığından cihanı harabeye çevirdin. Ne zamanki; gaflet ile vakit geçirip rüşveti açıkça yapılır hâle getirdin, zulmü alime musallat ettin, beytülmâli israf içinde kullandın' Dedi. Söylenen bu sözlere oradakiler hayran oldular. "Sultan İbrahim; taht'-tan indirildiğine inanamıyordu. Kendisinin emirlerinin yerine getirileceğine dâir inancı, hiç sarsılmamaktaydı. Bir yandan konuşuyor, bîr yandan kendisi için seçilmiş bulunan dâireye doğru yürümekteydi. Nihayet yanında iki câriye olduğu halde dâiresine soktular. Kapının kilidine sokulan anahtar iki defa çevrildi. Arkasından anahtar deliğine kurşun akıtılarak, kilit de işlemez hâle getirilince Sultan İbrahim yine kafese konduğunu idrâk etti. Bütün gücüyle, bağırdı, kapılara vurdu, yıkniağa çalıştı, nihayet ağzına gelen küfürleri bazı kimselere tahsis etmeğe başladı.
"Aziz efendi o mecliste büyük cür'et gösterip, padişaha yapılacak hürmete mugayir pekçok söz söyledi şöyleki" Hayır padişah değilsin. Din ve şeriata mugayir pek çok iş yaptığından cihanı harabeye çevirdin. Ne zamanki; gaflet ile vakit geçirip rüşveti açıkça yapılır hâle getirdin, zulmü alime musallat ettin, beytülmâli israf içinde kullandın' Dedi. Söylenen bu sözlere oradakiler hayran oldular. "Sultan İbrahim; taht'-tan indirildiğine inanamıyordu. Kendisinin emirlerinin yerine getirileceğine dâir inancı, hiç sarsılmamaktaydı. Bir yandan konuşuyor, bîr yandan kendisi için seçilmiş bulunan dâireye doğru yürümekteydi. Nihayet yanında iki câriye olduğu halde dâiresine soktular. Kapının kilidine sokulan anahtar iki defa çevrildi. Arkasından anahtar deliğine kurşun akıtılarak, kilit de işlemez hâle getirilince Sultan İbrahim yine kafese konduğunu idrâk etti. Bütün gücüyle, bağırdı, kapılara vurdu, yıkniağa çalıştı, nihayet ağzına gelen küfürleri bazı kimselere tahsis etmeğe başladı.
Sultan İbrahim Han
- Ahmak Sadrıazam
- Cinci Hoca Gözden Düşüyor
- Darbei Hükümet
- Daye'nin Çocuğu
- Devrin Devlet Adamları
- Fecai'i İbrahim'iye
- Girid Ahvali
- Girit Üzerine Bir Etüd
- Hanya Feth Olunuyor
- Hezarpare Ahmed Paşa Sadareti
- İbrahim Paşa İsyanı
- İstanbul'da Yangın Ve Tufan
- Osmanlı Tahtına Varis
- Ölüm Hücresi
- Padişahın Direnmesi
- Sadrazam Salih Paşa'nın Katli
- Sadrazam Silahdar Çeşmesi
- Sadrıazamın İdamı
- Saray'ın Vaziyeti
- Sultan İbrahim Devrs Deniz
- Sultan İbrahim Tahta Oturuyor
- Sultan İbrahim'in Hanımları ve Çocukları
- Sultan İbrahim'in Sonu
- Sultanzade Semin Mehmed Paşanın Sadareti
- Şer'den Hayr'a
- Şiddetli ve Manidar Bir İtiraz
- Talihsiz Seyahat
- Turhan Sultan Şanslı İnsan
- Varvar Ali Paşa İsyanı
- Vefa Ehli Zor Bulunur