Şiddetli ve Manidar Bir İtiraz
Şiddetli ve Manidar Bir İtiraz
Sultan İbrahim; Salih Paşanın katlinden sonra çok şaşırtıcı, birbirini tutmaz durumlar sergiliyordu. Sarayda olanlar duvarı aşıyor, bîrebin katılarak halka aktarılıyordu. Çok önemli dedikodu olarak yayılmakta olan bir havadis vardı ki; bu bütün Osmanlıya giran geliyordu. Padişahın gözdeleri yemek yerken, padişahın kizkardeşleri hattâ 4. Murad'ın kızı
Kaya Sultan sofraya hizmet ediyorlar, sofra bitince gözdelerin ellerine su döküp, peşkir tutuyorlardı. Kösem Validesultan oğlu ile konuşup bu durumun ortadan kaldırılmasını istemiş-sede, padişah annesini derhal saraydan Topkapı dışındaki İskender Paşa bahçesine sürdürmüş hattâ oradan da, Rodos adasına sürecek dedikoduları yaygınlık kazanıyordu. Bu dedikodular yayıla dursun biz şunu hatırlıyoruz ki; sadrazam o sırada kırkbin altuna mâl olacak bir kayığı kızağa koymaktadır padişaha hediye etmek üzere, halbuki donanmamız mefluç bir halde olup, Girid'e yardım için Çanakkale boğazından dışarı çıkamamaktadır. Bu bakımdan asırlar sonra bile padişahın, annesini Rodos'a süreceği tehdidini asılsız olarak değerlendirme kanaatine varıyoruz. Şimdi kendimize ara başlık yaptığımız işe gelelim.
Kaynağımız Mizancı Murad bey'in Rodos'taki sürgün hayatı esnasında kaleme aldığı, Ebul Faruk adlı târihinin saltanatı nisvan bölümü sahife 35'den: "Şeyhülislâm Abdurrahîm efendinin oğlu Mehmed efendi Galata Kadfsıdır ilmi ile âmil bir kimsedir. Defterdarlıktan gelen bir emir ile bütün memurlardan olduğu gibi, Kadı efendiden de, iki samur kürk anber ve akça isteniyordu. Mehmed efendi; bir bohça içine derviş abasını, mevlevi külahını sararak koltuğunun altına alarak sadrazamın yanına vardı. Kendisini huzuru padişahiye çıkarmasını istiyordu. Sadrazam Ahmed Paşa; kadı efendinin kolunun altındaki bohçada kıymettar kürkler var sanarak, hediyeyi doğrudan sunmak arzusunda olduğunu zannetdi. Mehmed efendi, sadnazamın yanlışını hemen anladı, bohçayı açıp içindekileri gösterdi. İlâve etti;" bunlar benim içindir. Padişahımız aynı zamanda halifemizdir. İstemiş oldukları, bu makamm ulviyetine gölge düşürüp durmaktadır. Kendisine nasihat edip böyle giderse sonucun vahim olacağını hatırlatacağım." Dedi.
Kaya Sultan sofraya hizmet ediyorlar, sofra bitince gözdelerin ellerine su döküp, peşkir tutuyorlardı. Kösem Validesultan oğlu ile konuşup bu durumun ortadan kaldırılmasını istemiş-sede, padişah annesini derhal saraydan Topkapı dışındaki İskender Paşa bahçesine sürdürmüş hattâ oradan da, Rodos adasına sürecek dedikoduları yaygınlık kazanıyordu. Bu dedikodular yayıla dursun biz şunu hatırlıyoruz ki; sadrazam o sırada kırkbin altuna mâl olacak bir kayığı kızağa koymaktadır padişaha hediye etmek üzere, halbuki donanmamız mefluç bir halde olup, Girid'e yardım için Çanakkale boğazından dışarı çıkamamaktadır. Bu bakımdan asırlar sonra bile padişahın, annesini Rodos'a süreceği tehdidini asılsız olarak değerlendirme kanaatine varıyoruz. Şimdi kendimize ara başlık yaptığımız işe gelelim.
Kaynağımız Mizancı Murad bey'in Rodos'taki sürgün hayatı esnasında kaleme aldığı, Ebul Faruk adlı târihinin saltanatı nisvan bölümü sahife 35'den: "Şeyhülislâm Abdurrahîm efendinin oğlu Mehmed efendi Galata Kadfsıdır ilmi ile âmil bir kimsedir. Defterdarlıktan gelen bir emir ile bütün memurlardan olduğu gibi, Kadı efendiden de, iki samur kürk anber ve akça isteniyordu. Mehmed efendi; bir bohça içine derviş abasını, mevlevi külahını sararak koltuğunun altına alarak sadrazamın yanına vardı. Kendisini huzuru padişahiye çıkarmasını istiyordu. Sadrazam Ahmed Paşa; kadı efendinin kolunun altındaki bohçada kıymettar kürkler var sanarak, hediyeyi doğrudan sunmak arzusunda olduğunu zannetdi. Mehmed efendi, sadnazamın yanlışını hemen anladı, bohçayı açıp içindekileri gösterdi. İlâve etti;" bunlar benim içindir. Padişahımız aynı zamanda halifemizdir. İstemiş oldukları, bu makamm ulviyetine gölge düşürüp durmaktadır. Kendisine nasihat edip böyle giderse sonucun vahim olacağını hatırlatacağım." Dedi.
Sultan İbrahim Han
- Ahmak Sadrıazam
- Cinci Hoca Gözden Düşüyor
- Darbei Hükümet
- Daye'nin Çocuğu
- Devrin Devlet Adamları
- Fecai'i İbrahim'iye
- Girid Ahvali
- Girit Üzerine Bir Etüd
- Hanya Feth Olunuyor
- Hezarpare Ahmed Paşa Sadareti
- İbrahim Paşa İsyanı
- İstanbul'da Yangın Ve Tufan
- Osmanlı Tahtına Varis
- Ölüm Hücresi
- Padişahın Direnmesi
- Sadrazam Salih Paşa'nın Katli
- Sadrazam Silahdar Çeşmesi
- Sadrıazamın İdamı
- Saray'ın Vaziyeti
- Sultan İbrahim Devrs Deniz
- Sultan İbrahim Tahta Oturuyor
- Sultan İbrahim'in Hanımları ve Çocukları
- Sultan İbrahim'in Sonu
- Sultanzade Semin Mehmed Paşanın Sadareti
- Şer'den Hayr'a
- Şiddetli ve Manidar Bir İtiraz
- Talihsiz Seyahat
- Turhan Sultan Şanslı İnsan
- Varvar Ali Paşa İsyanı
- Vefa Ehli Zor Bulunur