Galata Kadı'sının Şapka Giyenden Vergi Alması ve Cizvitler
Galata Kadı'sının Şapka Giyenden Vergi Alması ve Cizvitler
Devleti Osmaniye, Batı serhadlerinde bu Kazaklar, Buğdan ve Eyaletler ile uğraşırken, kangren olmuş bir İran meselesi varken; Galata'da bulunan Cizvitler, Patrik vekilini kendilerine bent edip, Napoli Kralı ve Papa'ya kendi namlarına mektuplar yazmışlardı. Bu durumu haber alan Devleti Aliyye derhal Cizvitleri toparlamış ve haps etmiş ayrıca onlara alet olan Patrik vekilini ipe çekmekte en ufak bir tereddüt bile geçirmemişti. Fransa elçisi, Patrik vekilini kurtaramamış ancak otuzbin duka altunu ödiyerek cizvitlerin hapisten çıkmalarını temin edebilmiş idi. Öte yandan Galata Kadısı; Yahudi ve hristiyanlann serpuşlarını kulanmaları halinde isterse teba, isterse ecnebi sefir hatta sefir hanımlarının dahi cizye defterine kayd olunarak cizye vermeleri hususunda Defterdar Baki Paşa ile müştereken bir emir çıkarıp tatbik sahasına koymuşlardır. Bu vergiyi bizzat Elçiler bile bir müddet ödemiş, bilahare Bâb-ı Âlî'ye yapılan müracaat kabul edilmiş ve bu emir yürürlükten kaldırılmıştır.
Kaanuni sultan Süleyman Hân, Fransa kralına dansı sarayından kaldırması ile ilgili mektupu yazarken kaygısı şu kelimelerde nümayan olur: «Benim memâliki şahaneme yayılırsa.» Bu endişe belirten kelimeler kuru bir endişe değil, imani bir mesele olmasındandı. Çünkü iki Cihan serveri Efendimiz (s.a.v.) hazretleri bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuşlardı: «Men teşebbehe bi kavmin hüve minhüm» meali; Kimki kâfirin kıyafetini benimeseyerek, ve onlara benzemek için samimi bir şekilde hareket ederse o onlardandır. İşte Galata Kadısı muhitindeki yahudi ve hıristiyan çokluğunun böyle şapkalar giymelerinden dolayı bir müslimin bunu kullanmaya kalkmasını ve beğenerek istimali kâfir olmasına sebeb olur düşüncesiyle ve o müslümanın imanını kurtarmak için şapka giyilmeyi bazı mâli esaslara bağlayarak giyme zorluğu ihdas etmiş ve Şöylece müslümanın bir taklit hastalığına düşmesine mâni cjlabilme yolunu seçmiştir Ama nevarki dört asır sonra bir çok âlim ve müslüman şapka giymedikleri için hayatlarının son nefeslerini dâr ağaçlarında vermişlerdir. Ce-nab-i Mevlâ bu şehidlere rahmet eylesin. Bu öyle tersine dönen şemsiye idiki bir zamanlar zımmıye ancak cizye mukabili serpuş giyme hakkı tanıyan müslümanlar bu serpuşları giymediler diye şehadet şerbetleri içtiler. Zaten Cenab-ı Hakk buyuruyor: «Bir milet kendi hakkındaki hükmünü değiştirmedikçe, biz o millet hakkındaki hükmümüzü değiştirmeyiz.» yine Muhiddin İbni Arabi (K.S.) Hazretleri «Şapka altında evliyalar olacaktır» tebşiriyle asırlar ötesinden bu şeha-detlerin haberini vermiştir. Ne çareki zahir uleması bu tebşiri şapka giyen evliyalar olacaktır diye anlamışlardı.
Zitvatorok antlaşmasında bir takım anlaşmazlıklar çıkmış bunun üzerine Osmanlı devleti, Viyana'ya imparator Mat-yas'a Ali Bey ve Ermeni azınlıktan Gaspar Efendi adlı bir elcilik heyeti göndermişti. Talihin ve tarihin enteresan bir şekilde tecelli ettiği şöyle görüldü. Osmanlı devletinin sulh müka-leme heyetini İstanbul'dan bir fırıncı oğlu olan Ekmekçizade Ahmed Paşa idare ederken, Avusturya heyetini de tedvir ve takip edende bir fırıncının oğlu olan Kardinal Kiaze idi. Bu adam Avusturya devlet idaresinin adeta ruhu idi. Neticede 20 madde ile meseleler bağlandı.
Kaanuni sultan Süleyman Hân, Fransa kralına dansı sarayından kaldırması ile ilgili mektupu yazarken kaygısı şu kelimelerde nümayan olur: «Benim memâliki şahaneme yayılırsa.» Bu endişe belirten kelimeler kuru bir endişe değil, imani bir mesele olmasındandı. Çünkü iki Cihan serveri Efendimiz (s.a.v.) hazretleri bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuşlardı: «Men teşebbehe bi kavmin hüve minhüm» meali; Kimki kâfirin kıyafetini benimeseyerek, ve onlara benzemek için samimi bir şekilde hareket ederse o onlardandır. İşte Galata Kadısı muhitindeki yahudi ve hıristiyan çokluğunun böyle şapkalar giymelerinden dolayı bir müslimin bunu kullanmaya kalkmasını ve beğenerek istimali kâfir olmasına sebeb olur düşüncesiyle ve o müslümanın imanını kurtarmak için şapka giyilmeyi bazı mâli esaslara bağlayarak giyme zorluğu ihdas etmiş ve Şöylece müslümanın bir taklit hastalığına düşmesine mâni cjlabilme yolunu seçmiştir Ama nevarki dört asır sonra bir çok âlim ve müslüman şapka giymedikleri için hayatlarının son nefeslerini dâr ağaçlarında vermişlerdir. Ce-nab-i Mevlâ bu şehidlere rahmet eylesin. Bu öyle tersine dönen şemsiye idiki bir zamanlar zımmıye ancak cizye mukabili serpuş giyme hakkı tanıyan müslümanlar bu serpuşları giymediler diye şehadet şerbetleri içtiler. Zaten Cenab-ı Hakk buyuruyor: «Bir milet kendi hakkındaki hükmünü değiştirmedikçe, biz o millet hakkındaki hükmümüzü değiştirmeyiz.» yine Muhiddin İbni Arabi (K.S.) Hazretleri «Şapka altında evliyalar olacaktır» tebşiriyle asırlar ötesinden bu şeha-detlerin haberini vermiştir. Ne çareki zahir uleması bu tebşiri şapka giyen evliyalar olacaktır diye anlamışlardı.
Zitvatorok antlaşmasında bir takım anlaşmazlıklar çıkmış bunun üzerine Osmanlı devleti, Viyana'ya imparator Mat-yas'a Ali Bey ve Ermeni azınlıktan Gaspar Efendi adlı bir elcilik heyeti göndermişti. Talihin ve tarihin enteresan bir şekilde tecelli ettiği şöyle görüldü. Osmanlı devletinin sulh müka-leme heyetini İstanbul'dan bir fırıncı oğlu olan Ekmekçizade Ahmed Paşa idare ederken, Avusturya heyetini de tedvir ve takip edende bir fırıncının oğlu olan Kardinal Kiaze idi. Bu adam Avusturya devlet idaresinin adeta ruhu idi. Neticede 20 madde ile meseleler bağlandı.
Sultan 1. Ahmed
- Batı Cephesinde Sulh Çalışmaları
- Celali Tenkiline Padişahı Davet
- Damad Halil Paşa'nın Sadareti
- Damad Mehmed Paşanın Sadareti
- Damad Nasuh Paşa'nın Sadareti ve İdamı
- Derviş Paşa'nın İdamı
- Derviş Paşa'nın Sadareti
- Ferhad Paşa'nın Serdarlığı
- Galata Kadı'sının Şapka Giyenden Vergi Alması ve Cizvitler
- İran Cephesinden Haberler
- Kuyucu Murad Paşa'nın Sadareti ve Celâli İsyanlarının Tenkili
- Kuyucu Murad Paşa'nın İran Seferi ve Vefatı
- Sultan 1. Ahmed'in Hanımları ve Çocukları
- Sultan 1. Ahmed'in Sadrıazamları ve Şeyhülislâmları
- Sultan Ahmed Camii ve Aziz Mahmud Hüdai Hazretleri
- Sultan Ahmed Hazretlerinin Vefatı
- Yavuz Ali Paşa'nın Vefatı
- Yine Batı Cephesi
- Zitvatorok Antlaşması