Estergon Kalesinin Düşmesi
Estergon Kalesinin Düşmesi
Günümüze kadar gelen serhat türkülerinin içerisinde en göz yaşartan türkülerine isim olan Estergon Kalesi; Prens Mansfeld emrindeki Alman ve Macar kuvvetleri tarafından muhasaraya alınmıştı. Estergon'u kurtarmak üzere gönderilen Sadrazam Sinan Paşanın oğlu Mehmed Paşa yola çıkmıştı. Çok değersiz bir asker olan bu paşa, babasıyla dahi mukayese edilemeyecek bir seviyesizlik göstermiş, koskoca bir ordunun bu paşanın harp başlar başlamaz korkudan kaçması yüzünden Prens Mansfeld idaresindeki kuvvetlerin önünde yok olmasına sebep olmaya kadar varmıştır. Mehmed Paşadan yardım gelir ümüdiyle bütün zorluklara göğüs geren Estergon Kalesinin kahraman kumandanı kara Ali Bey'in şehid düşmesi, mukavemetin bittiğinin ilânı oldu. İşte dikkat edersek bu bu misalde de görülecektir ki; bir adam koca bir orduyu hatalarıyla nasıl mahvediyorsa yine bir adam gösterdiği azim ve şecaatle geçilmez bir geçit, yenilmez bir kaie oluyor... Kara Ali Bey'in şehadeti üzerine teslim olan Estergon, prensle yaptıkları antlaşmada kadın, çocuk ve ihtiyarların hayatına dokunulmayacak garantisini almışlardı!.. Heyhat ona bu kâfirler uyar mıydı? Ne zaman ahdine sadık kalmışlar idi bugün kalsınlardı... Kahraman Estergon kalesi Mansfeld birlikliklerinin kasap, müslümanlann ise kurbanlık olduğu bir salhaneye dönmüştü... Halbuki müslümanlar Estergon'u feth ettikleri zaman öyle mi yapmışlardı?
Bu seri mağlubiyeler İbraİl, Varna, Kilia, İsmail, Silistre, Rusçuk, Bükreş Akkirman düşmanın eline geçti. Sanki bir duvar yıkılmış gibi hat meydana gelmişti. Bu muvaffakiyet sizlikler Sinan Paşanın vezaretiuzma makamından alınmasına sebep odu. Hazreti padişah kendi Lalası Mehmed Paşayı sadarete tayin etti. Padişahın yakını olan Lala Mehmed Paşa devleti alîyye hizmetine çavuş olarak girmişle oniki sene gibi kısa bir zamada devletin en yüksek memuriyeti olan sadrazamlık mevkiine erişmişti. Devleti Aliyye'nin kuruluş tarihinden bu vak'aya kadar ve bu kadar kısa zamanda yükselebilen hiçbir devlet adamı olmamıştı. Bu kadar kısa zamanda yükselen bu zat maalesef bu mevkiide üç gün kalabilmiş ve irtihali dar-i beka eylemiştir. Sadaret beşinci defa yine Sinan Paşaya tevcih olunmuştu. Dünyanın en ahmak insanı daha üç gün evvel azlettiği ve yukarıdaki saydığımız muvaffakiyetsizlikler sahibi Sinna Paşayı yeniden veziriazam yapmaz. Hazreti padişah ahmaklıktan müberra olduğuna göre ortada şu kalır M; oda devlet adamı eksikliğidir. Halbuki Hacei Sultani unvanlı Saadeddin Efendi daha şeyhülislâm dahi olmamıştı. Çağalazade ve Siyavuş paşa sürgündedir. Bir çok kıymetli vezir savaşlarda şehid olmuşlardır. Mevcutların en tecrübelisi olmak hasebiyle Sinan Paşa yeniden vezaretiuzma makamına getirilmiştir. Yaşı sekseni geçen Sinan Paşa bir gün divan toplantısında sadaret kaymakamı Damat İbrahim paşayı (Kaymakamlık sıfatına dayanarak orduyu hümayuna ne kadar isyancı asker varsa ve kabiliyetsiz kumandan varsa gönderdin. Bu felaketlerin sebebi sensin) diyerek üzerine yürümüş ve damad paşayı kemerinden tuttuğu gibi salonun dışına çıkarıp (bu ihtiyarla İstediğin şekilde dövüşebilirsin) diye meydan okuduğu meşhurdur. Artık bu sorumluluk ortağı aramakmıdır tabiiki Allah bilir.
Sinan Paşa sadrazamlığı 5. defa ele geçirdiği zaman yeni bir sefer teşvikine başladı. Ve padişaha (Ceddiniz Kaanunî Sultan Süleyman Hân hazretleri gibi ordunun başında bulunmanız zaferlerin bize olan küskünlüğünü giderir. Sancağımıza zaferler getürürsüz) diyerek sefere çıkma babında yerinde sayılacak tavsiyelerde bulunmaya başladı. Fakat bir yandan Safiye Sultan diğer yandan Damad İbrahim Paşa bu sefer telkinlerine karşı koyuyorlardı. Sinan Paşanın Serdar-ı Ekrem sıfatıyla gitmesini münasib görüyorlardı.
Bu seri mağlubiyeler İbraİl, Varna, Kilia, İsmail, Silistre, Rusçuk, Bükreş Akkirman düşmanın eline geçti. Sanki bir duvar yıkılmış gibi hat meydana gelmişti. Bu muvaffakiyet sizlikler Sinan Paşanın vezaretiuzma makamından alınmasına sebep odu. Hazreti padişah kendi Lalası Mehmed Paşayı sadarete tayin etti. Padişahın yakını olan Lala Mehmed Paşa devleti alîyye hizmetine çavuş olarak girmişle oniki sene gibi kısa bir zamada devletin en yüksek memuriyeti olan sadrazamlık mevkiine erişmişti. Devleti Aliyye'nin kuruluş tarihinden bu vak'aya kadar ve bu kadar kısa zamanda yükselebilen hiçbir devlet adamı olmamıştı. Bu kadar kısa zamanda yükselen bu zat maalesef bu mevkiide üç gün kalabilmiş ve irtihali dar-i beka eylemiştir. Sadaret beşinci defa yine Sinan Paşaya tevcih olunmuştu. Dünyanın en ahmak insanı daha üç gün evvel azlettiği ve yukarıdaki saydığımız muvaffakiyetsizlikler sahibi Sinna Paşayı yeniden veziriazam yapmaz. Hazreti padişah ahmaklıktan müberra olduğuna göre ortada şu kalır M; oda devlet adamı eksikliğidir. Halbuki Hacei Sultani unvanlı Saadeddin Efendi daha şeyhülislâm dahi olmamıştı. Çağalazade ve Siyavuş paşa sürgündedir. Bir çok kıymetli vezir savaşlarda şehid olmuşlardır. Mevcutların en tecrübelisi olmak hasebiyle Sinan Paşa yeniden vezaretiuzma makamına getirilmiştir. Yaşı sekseni geçen Sinan Paşa bir gün divan toplantısında sadaret kaymakamı Damat İbrahim paşayı (Kaymakamlık sıfatına dayanarak orduyu hümayuna ne kadar isyancı asker varsa ve kabiliyetsiz kumandan varsa gönderdin. Bu felaketlerin sebebi sensin) diyerek üzerine yürümüş ve damad paşayı kemerinden tuttuğu gibi salonun dışına çıkarıp (bu ihtiyarla İstediğin şekilde dövüşebilirsin) diye meydan okuduğu meşhurdur. Artık bu sorumluluk ortağı aramakmıdır tabiiki Allah bilir.
Sinan Paşa sadrazamlığı 5. defa ele geçirdiği zaman yeni bir sefer teşvikine başladı. Ve padişaha (Ceddiniz Kaanunî Sultan Süleyman Hân hazretleri gibi ordunun başında bulunmanız zaferlerin bize olan küskünlüğünü giderir. Sancağımıza zaferler getürürsüz) diyerek sefere çıkma babında yerinde sayılacak tavsiyelerde bulunmaya başladı. Fakat bir yandan Safiye Sultan diğer yandan Damad İbrahim Paşa bu sefer telkinlerine karşı koyuyorlardı. Sinan Paşanın Serdar-ı Ekrem sıfatıyla gitmesini münasib görüyorlardı.
Sultan 3. Mehmed Han
- 3. Mehmed'in Doğumu
- 3. Mehmed'in Tahta Geçişi
- Curcura Köprüsü Faciası
- Eğri Kalesinin Fethi
- Eğri Seferi Öncesi
- Eğri Seferi ve Haçova Meydan Muharebesi
- Estergon Kalesinin Düşmesi
- Ferhad Paşa İle Askerin Arasının Açılması
- Haçova Meydan Savaşı
- Hasan Paşa'nın İki Kölesinin Kaçışı
- Kanije Savunması
- Kanijenin Fethi
- Mihal İle Savaş
- Okmeydanı Sahrasında Kılınan Namaz
- Padişahın Karşılanışı
- Sadrıazamın İstanbul'a Dönüşü
- Son Mektup
- Sulh Müzakereleri
- Sultan 3. Mehmed'in Hanımları ve Çocukları
- Sultan 3. Mehmed'in Sadrıazam ve Şeyhülislâmları
- Sultan 3. Mehmed'in Vefatı
- Şehzade Mahmud'un Ölümü
- Tergoviç Faciası
- Yanık Kalenin Elden Gitmesi