ihya.org

Ülkeler Tarihi

Bosna Hersek'in Tarihi

Bosna-Hersek´in bilinen tarihi, Hint-Avrupa menşeli İlliryalılarla başlar. Bölge Romalılar tarafından ele geçirilince, Panoonia eyaletinin İllyricum bölümüne bağlandı. Slavlar bölgeye M.S. 7. asırda gelmeye başladılar. 961´den sonra Bosna, Sırbistan´ın diğer bölümlerinden ayrıldı. Bağımsız siyasi ve coğrafi bir birim olarak kabul edildi.

Bölgeye ilk Türk akınları 1386 senesinde başladı. Bu sırada Bosna tahtında Beşinci Tvartko bulunuyordu. Kosova Savaşında Sırpların mağlubiyeti ve ardından Üsküp´ün fethi Bosna´nın durumunda önemli değişikliklere sebep oldu. Son kral Stefan Tomeseviç Bosna´da yaşayan kalabalık Bogomil mezhebine bağlı olanlara Papanın isteği doğrultusunda adil davranmayınca, Fatih Sultan Mehmed Han bölgeyi rahatlıkla Osmanlı topraklarına dahil etti.

Belçikanın Tarihi

Belçika´ya ilk yerleşenler Belgealar olup, 5. asra kadar Roma İmparatorluğunun idaresi altındaydılar. Beşinci asırda ise Frankların istilasına maruz kaldılar. Daha sonra ülke Charles (Şarlken)in Batı imparatorluğuna dahil oldu. 1477´den sonra, Şarlken´in yeğeni Maximilian´ın eline geçti. Bundan sonra 300 sene kadar Belçika yabancılar tarafından idare edildi.

1713´te Avusturya İmparatorluğunun eline geçti ve "Avusturya Hollandası" diye anıldı. Fransa 1813´te Belçika´yı işgal etti. 1815´te Napolyon yenilince, Belçika Hollandalıların idaresine girdi. 1830´da Belçikalılar birleşerek Fransa ve İngiltere´nin garantisi altında bağımsız bir devlet kurdular. 4 Haziran 1831 tarihinde bir krallık haline gelen Belçika, Afrika´da sömürgecilik hareketlerinde de bulundu.

Azerbaycanın Tarihi

Azerbaycan, tarih sahnesinde M.Ö. 6. asırdan itibaren görülmeye başlar. Jeopolitik durumu itibariyle, devamlı istilalara uğramış ve çeşitli devletlerin hakimiyeti altında kalmıştır. Bu bölgede kurulan ilk devlet, Ahameni Komutanı Sahrap Atropates´in temellerini attığı krallıktır. Atropates Krallığının ismi zamanla değişikliklere uğramış, Sasanilerce Azurbeycan, Süryanilerce Azerbaigan olarak isimlendirilmiştir. Türkler ve İranlılar ise bölgeye Azerbaycan ismi vermişlerdir.

Atropetes Krallığından sonra bölgeye sırasıyla Selevkoslular, Ermeniler, Romalılar ve Sasaniler hakim olmuşlardır. Türklerin buraya esaslı yerleşmeleri M.S. 4. ve 5. asırlarda olmuştur. Daha sonra Sasani Hükümdarı Nuşirevan bölgeye İranlıları yerleştirme politikasını takip etmiştir. Yedinci asırdan itibaren büyümeye başlayan İslam devleti Azerbaycan´ı fethe başladı. Bu fetih hareketi, 643´te bölge tamamen Müslümanların hakimiyeti altına geçmesiyle tamamlandı.

Arnavutluk Tarihi

Arnavut halkı, M.Ö. 2000 yıllarında Balkan Yarımadasına yerleşen İlliryalıların torunlarıdır. İllirya M.Ö. 167 yılında Romalılar tarafından zaptedildi ve 500 yıl Romalılar tarafından yönetildi. Ancak bu bölgenin iç kısımlarında yaşayan İlliryalılar, Romalıların baskılarına uzun müddet karşı koydular. İşte bunlar, Roma İmparatorluğunun 395´te parçalanmasından sonra Arnavutluk ve Arnavut adlarını aldılar ve Doğu Roma İmparatorluğunun bir parçası oldular.

1468 yılında Osmanlılar Arnavutluk´u zaptettiler ve uzun müddet burayı idareleri altında bulundurdular. Osmanlı Devletinin adil idaresinden mennun olan Arnavutlar kendi istekleri ile 17. yüzyılda İslamiyeti kabul ettiler. Dini yaymak için gayret gösterdiler. Osmanlılar burada askeri teşkilat kurdular ve süvari birlikleri teşkil ettiler. Arnavutlar zamanla kendi kültürlerini bırakarak Osmanlı kültürünü benimsediler.

Arjantinin Tarihi

Amerika kıtası keşfedildikten sonra Avrupa devletleri hızla bu kıtada koloniler kurmaya başladılar. 1536?da Arjantin?e gelen İspanyollar bugün Buenos Aires olarak bilinen yerde ilk koloniyi kurdular. Fakat şehre yerleşme ancak on sekizinci yüzyılda oldu. Arjantin 1776?ya kadar İspanya?ya bağlı Peru Genel Valiliğince idare edildi. Bu seneden sonra La Plata Genel Valiliği kuruldu ve Buenos Aires genel valiliğin başkenti oldu.

1806?da Buenos Aires?in İngilizler tarafından kısa bir müddet işgal edilmesi, Arjantin?in istiklal mücadelesi için bir başlangıç olmuştur. 1808?de Napoleon?un İspanya?ya girmesi bağımsızlık mücadelesini hızlandırdı. Ülke 1812?ye doğru istiklalini kazandıysa da, 1816 yılına kadar müstakil bir devlet olduğu resmen ilan edilmedi. İstiklal hareketinin baş lideri ve kahramanı, Şili?nin de kurtarılması için öncelikle sorumlu bir kimse olan General Jose de San Martin?dir.

Suudi Arabistanın Tarihi

Arabistan tarihi, ilk yaratılmış insan ve ilk peygamber Hazret-i Âdem ile Arabistan toprakları üzerinde Hazret-i Âdem´den sonra birçok peygamber geldi. Bunlardan Hazret-i Nuh, insanlığın ikinci babasıdır. Araplar, Hazret-i Nuh´un üç oğlundan biri olan "Sam"dan türemişlerdir. Bu yüzden ülke toprakları üzerinde ilk yaşayanlara "Samiler" adı verilir.

Samiler´den sonra gelenlere, Arab-ı aribe dendi. Himyer, Gassan ve Hire gibi bir takım devletler kuruldu. Eski Araplarla, yeni gelenlerin karışması neticesi, Arab-ı müsta´ribe meydana geldi. İslamiyet´ten evvel, Araplar çeşitli kabileler halinde yaşarlardı. Bunların en şereflisi Kureyş, bunun içerisinden de Haşimi kolu sayılıyordu. Hazret-i Muhammed, bu koldan gelmekteydi ve 610 yılında İslam dinini tebliğe başladı. 630 yılında Mekke fethedildi.

Afganistanın Tarihi: Sonuç

1900 öncesi haritaların incelenmesi ile Afganistan Devleti'nin bulunduğu bölgede daha önce böyle bir devletin olmadığı anlaşılacaktır. Bu bölgede, ya eski adıyla; Tatarya, İskitler, Horosan, Cenubi (Güney) Türkistan gibi veya yönetim kurmuş hükümdar veya sülale adıyla; Hunlar, Oğuzlar, Gazneliler, Selçuklular, Babürlüler ve mahalli hanlıklar gibi isimlere rastlanacaktır. Tarihte Afgan diye bir millet olmamıştır. Yaklaşık bir asır önce İngilizler, böyle bir kelime yerleştirmiştir. Bölge halkı hayvancılıkla uğraştığından, hayvanlarına otlak bulabilmek için kışın Penjap vadisine göçer, ilkbaharda da geri dönerdi. Türkler bu halka, hareket eden veya göçebe manasına gelen ?Avghan? derlerdi. Bu halk ise kendisini, ?Pushtu - Pushtan? olarak anardı.

Afganistan'daki Gelişmeler: 1979 Sonrası Dönem

Afganistan?da iç savaşın çıkış sebeplerinin başında Afgan mücahit gruplarının kabile yapısından kendilerini kurtaramamaları gelir. Bu durum Sovyet ordusunun çekilmesinden sonra da devam etmiş, ülkede birlik ve beraberlik sağlanamamıştır. Mücahit gruplar kabilelere dayanmalarının yanısıra ?Ilımlılar? ve ?Radikaller? olmak üzere ikiye ayrılmışlardır. Ayrıca Afganistan?da yaşayan 6 milyon dolayındaki Türk?te ?Müslümanlar Birliği? adlı ayrı bir grup oluşturmuştur.

Türk mücahit grubunun başına geçen Azad Beg, Peşevar vadisine göç eden ve Afganistan?da kalan Türkleri bir araya toplamıştır. Ancak bu Türk mücahit grubu, Türkiye veya uluslararası kuruluşların sağladığı yardımlardan faydalandırılmamıştır. Bunun üzerine Türkiye, Pakistan?da yaşayan Afganlı mültecilerden 5 bin kişilik bir Türk grubu Türkiye?ye getirmiş ve diğerlerine de özel yardım yapmıştır.

Afganistan'daki Gelişmeler: 1979 - 1989 Arası Dönem

Sovyet danışman veya teknisyenlerden Orta Asya kökenlilerin çoğunluğunu Tacikler teşkil etmiştir. Sovyetler, Afganistan?ı istilaları sırasında Öğretim Elemenları?nın yetersiz oluşu nedeni ile fazla başarı sağlayamamışlardır. Ancak Sovyetler Birliği?ne eğitim amaçlı gönderilen Afganlı öğrenci sayısı önemli miktarda artmıştır. Örneğin 1980?de Taşkent?teki 600 Afganlı öğrenci varken daha sonra bu sayı, 5.000?e yükselmiştir.

1982 yılında Sovyetler Birliği?nde eğitim gören toplam Afganlı öğrenci sayısı, 25.000?e ulaşmıştır. Taşkent?te bulunan ve Özbekçe bilen bazı Afganlı öğrenciler, ülkelerindeki mücahit faaliyetleri hakkında Özbeklerle bilgi veriyorlardı. Bu durumu önlemek isteyen Sovyet yetkilileri, Afganlı ögrencileri Moskova ve Leningrad?a taşımak istemiştir. Ancak Özbek lider Reşidov?ın girişimleri ile, bu durum önlenmiştir.

Afganistan'daki Gelişmeler: 1945 - 1979 Arası Dönem

II. Dünya Savaşı sonrası yıllarda Türkiye, bazı sıkıntılı devreler yaşaması ve bunların üstesinden gelmesine rağmen hala Sovyet tehdit ve tehlikesi altında olacaktır. Bu şartlar altında NATO ittifakına giren ve güvenliğini teminat altına alan Türkiye, diğer dost ülkeler ve Afganistan?la olan dış ilişkilerinde bazı değişiklikler yapmak durumunda kalmıştır. Bu durum, Afganistan?ı içeride olduğu kadar dışarıda da sıkıntıya sokmuş ve yeniden yalnızlığa itmiştir.

Afganistan'daki Gelişmeler: 1919 - 1945 Arası Dönem

Sovyetler Birliği ve Afganistan birbirini ilk tanıyan ülkeler olmuşlardır. Sovyet-Afgan anlaşmasının imzalanmasından üç gün sonra, yani 1 Mart 1921?de, Afgan heyeti ile Türk elçilik heyeti arasında da ilk Türk-Afgan ittifakı Moskova?da imzalanmıştır. Bu anlaşmaya göre Türkiye Afganistan?ın bağımsızlığını tanıyordu. Ayrıca taraflardan birine yapılacak saldırıyı diğer taraf kendine yapılmış sayacaktı. Yine bu anlaşmaya göre, Türkiye kültürel yardım çerçevesinde Afganistan?a öğretmen ve subaylar gönderecekti. Böylece iki kardeş millet arasında mevcut olan manevi birlik, resmi bir anlaşma şekline dönüşmüş oluyordu.

Bağımsızlık Öncesi Afganistan

Afganistan, sahip olduğu coğrafi konumdan dolayı tarih boyunca çeşitli milletlerin istila ve işgaline maruz kalmıştır. M.Ö. 500'lü yıllarda ilk defa İranlılar'ca işgal edilen bölge, daha sonra Büyük İskender orduları tarafından ele geçirilmiştir. Arkasından bölgede Baktriana Devleti kurulmuştur. Bu devlet, kurulmasından yaklaşık bir asır sonra Hindistan'da bulunan Çandragupta devletli ile mücadele etmek zorunda kalmıştır.

Baktriana Devleti, bu mücadele ve kuzeyden gelen baskılar sonucu, M.S. 50?de yıkılmıştır. Böylece bölge, batıdan gelen tehlikeleri atlattıktan sonra kuzeyden gelen kavimler tarafından tehdit edilmeye başlamıştır. Bölge; 50-125 yılları arası Türk asıllı oldukları tahmin edilen İskit ve 125-480 yılları arasında ise, Kuşanlar'ın hakimiyet altına girmiştir.

Afganistan Devleti

Afganistan Devleti, Afganların bölgedeki diğer topluluklar üzerinde üstünlük kazanmaları ile 18. asırda kurulmuştur. Dil ve ırk birliği bulunmayan bu ülkede, siyasi birlikte yoktur. Bugün yaklaşık 25 milyon insanın yaşadığı Afganistan?ın toprak büyüklüğü, 657.500 km2?lik bir yüzölçüme sahiptir. Afganistan; kuzeyinde Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan ile; doğusunda Çin Türkistan?ı (Doğu Türkistan), Keşmir ve Pakistan ile; güneyinde Pakistan ve batısında ise, İran ile komşudur.

Top